Hacılarımız bu gün Arafat’ta. Bir ömür boyu hayal ettikleri, başvurup yazıldıkları, sıralarını bekleyip gittikleri Haccın kabulü için öğle namazına duracaklar. Haccın vakfesini yapıp hacı olacaklar.
Mekke’nin kalbinde Kabe’nin ve Rahmet dağının birbirini besledikleri manevi atmosferin duasına duracaklar. Göz yaşları gönlü ve gözü masumiyetle yıkayacak.
Kalpler, tatmin olmanın huzuru ile rahatlayacak.
Milyonlarca mümin, ilk defa hacı olacak.
Dünden beri Arafat’ta yer-gök dua ve istiğfar ile yankılandı.
Asr-ı Saadetin aziz hatıraları, Peygamberimizin (asm) veda hutbesi, haccın merkezinde, Arafat diliyle seslendi, yansıdı.
Biz, hayalen ve kalben Arafat’tayız.
İbadetle geçen uykusuz gecenin sabahında teşrik tekbirleriyle sabah namazına durmanın feyzi ve huşusu ile bir daha dirildik.
Sohbetler, çadır ziyaretleri, tanışmalar ve işbirlikleri bu müstesna günün rahmet tecellileri.
Heyecan dorukta. Hacılar coşkulu. Öğlenin gün ortasında, günün olgunluk tadında hacı olacaklar.
“Hac, Arafat’tır” hükmü gerçekleşecek.
Karşılıksız bırakılmayan dualar arş-ı alayı inletecek.
Rahmet bulutları Arafat’tan kainata muhabbet ve huzur yağmurları taşıyacak.
İnsanlık bir daha a’raftan kurtulup, Arafat olacak.
A’rafta, tereddütlerin girdabında yaşayanlar, bu gün Arafat’ı yaşayanları model alacak.
Bu dünyanın yolcuları, kıbleye yönelip, Kabe’yle tavaflanıp, Arafat’ta mekanlaşıp haccın huzur yolunda ilerleyerek sükunet bulacaklar.
Müzdelife’de dinlenip ibadetle geceleyerek, Mina’da şeytan taşlayıp istiazede bulunarak ve kurban kesip tavafını tamamlayarak yaşadıkları her aşama kulluk şuuru ile taçlanacak.
Haccın ilahi senaryosu, müminler tarafından her daim canlandırılarak, ruhlar aleminden günümüze akan insanlık kafilesi ile kol kola yürüyüşün ve sükunun, Peygamber Efendimizin (asm) komutasında kalpleri fetheden zaferiyle sonuçlanacak.
Bugün Arafat’ta olamamanın hüznü, iştiyakı, hasreti ve ümidi ile yaşamak, bir dahaki buluşmaya bir arzuhaldir.
Bugün hepimiz Arafat’ta yaşıyoruz manen.
Bugün ihlas günü. Okunacak binlerce İhlas suresinin günü.
Kalplerin bayramı, duaların bayramı.
Rahmet çeşmesi, bugün açılan bütün avuçlara dolar ve taşar.
Arafat’ta unutulmadığımız birgün olması duasıyla.
Ne mutlu, bugün manen, hayalen, zihnen ve amelen Arafat’ta olanlara…
Arafat, sabah namazında başlayan teşrik tekbirleri ile rahmet tecellisi.
Kainatın rahmet depoladığı bir gün.
Öğlede hac zirvesi yaşanır.
Akşama doğru şeytana hücumun başlayacağı hazırlıklara girişilir.
Arafat’tan ayrılıp yola düşen hacılar, Müzdelife’de şeytana atacağı taşları toplayıp silahlarını kuşanır.
Mina’ya hareketin yoğunlaştığı ikinci sabahla birlikte şeytan taşlanır, şeytanla girilen savaş kazanılır.
Cihattan dönüp bayram namazına Kabe’ye kavuşan müminler bayramların bayramını kutlarken, kucaklaşırken, bu yılın getirdiği fırsatla Cuma’da yine Kabe’de buluşur.
Mahşeri prova, Arafat’tan Kabe’ye akar. Cumaya varır, bütün kalplere, kainata ve ahrete yayılır.
İç içe rahmet hazinelerinin kapıları böylesine açılırken, inşirah bulan hacılar ve müminler, kainatı nurlandıracak yeni elçiler olmanın sevinciyle Cumayı kılarlar. Cumadaki kabul saati ile duanın lezzetini bir daha yaşarlar.
Böylece mümin kalpler, kainatla teyitleşir, sözleşme yenilenir ve Arafat’ta temizlenen mazi yeni sayfasını açmış olur. Bembeyaz bir sadelikte.
Nefsini kurban eden, ahirete yakınlaşan, vicdanıyla barışan müminlerin Kurban bayramını tebrik ederiz.
İslam alemine ve insanlığa hayır, huzur ve muvaffakiyetler getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum.
Kurban bayramınız mübarek olsun.