Dün akşam Isparta Barida Otel’de Risale Akademi, Isparta Valiliği, Akademik Araştırmalar Vakfı ve Isparta Kültür ve Eğitim Vakfının ortaklaşa düzenlediği Isparta Kahramanları Sempozyumunun açılış konferansı ve konuşmaları gerçekleştirildi.
İki bin kişiye yakın Ispartalı ve çevre illerden gelen dinleyicilerin heyecanla bütün konuşmaları takip etmeleri doğrusu görülmeye değerdi. Bu da böyle güzel programların yapılmasının hasretle beklendiğini gösteriyor.
Neden Isparta Kahramanları? Başlıklı bir konferans veren Prof. Dr. Himmet Uç, Bediüzzaman’ın fikri altyapısını yerli ve Batılı tefekkür adamları ile karşılaştırarak anlatmış, bunların her birinin kahramanlarının olduğunu ifade etmiştir. Bediüzzaman’ın da Ayetü’l-Kübra eserinde “kainattan Halıkını soran seyyah” gibi kahramanlar icad ettiğini belirtmiş, Kur’an ve iman hizmetini bizzat göğüsleyen saff-ı evvel ağabeylerin de seçilmiş ve görevlendirilmiş birer kahraman olduklarına vurgu yapmıştır.
Risale Akademi adına konuşan Sempozyum Başkan Yardımcısı Dr. İsmail Benek, sadece bir programın bunca kahramana yetmeyeceğini, her birinin romanlarının, biyografilerinin yazılması, belgesellerinin yapılması ve yaşadıkları dramların gelecek nesillere aktarılması, Isparta Kahramanlarından miras kalan birinci ve ikinci kuşaklara da sahip çıkılması gerektiğini belirtmiştir. 1071 Malazgirt’ten sonra Isparta Kahramanlarının ikinci bir fetih yaptıklarını ifade eden Benek, bu kahramanların adlarına üniversiteler kurulması, kürsüler açılması haklarıdır demiştir. 2013 yılında Şanlıurfa, Mardin ve Konya’da yapılacak sempozumlar ile Emirdağ ve Van’da açmayı planladıkları okullardan bahsederek sözlerini bitirmiştir.
Akademik Araştırmalar Vakfı ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, sempozyuma gösterilen ilgiden dolayı, geri planda çalışan işçiler olarak şevklerinin arttığını belirterek sözlerine başlamış, vakıf olarak Risale Akademi’yi her zaman destekleyeceklerini ifade etmiştir. Aksoy dünyada Bediüzzamanla ilgili birçok akademik çalışmanın yapıldığını, Türkiye’de de bundan sonra artış göstereceğini söylemiştir.
Mehmet Fırıncı Ağabey, Isparta Kahramanları karşısında konuşmaya hakkının olmadığını belirterek tevazu göstermiş, onların çok çilelerle hizmet ettiklerinden bahsetmiş, Isparta’yı Risale-i Nurlar ve bu ağabeyler vasıtasıyla tanıdığını ve dedesinin Isparta’dan Bursa’ya göç etmiş olması nedeniyle aslen kendisinin de Ispartalı olduğunu belirterek alkış toplamıştır.
Abdulkadir Badıllı Ağabey, Isparta Kahramanlarının çoğu ile görüştüğünü, bir kısmı ile de birlikte yaşadığını ifade etmiş, Üstadın Urfa’ya gönderdiği sandıktan çıkan eşyaları muhafaza ettiğini ifade etmiş, ağabeylerin kendi elleri ile yazdıkları orijinal birçok mektubu göstermiş ve merhum Re’fet ağabeyin, ağabeyler arasında zuhur eden sıkıntıları ifade eden ve çözüm bekleyen mektubunu okumuştur.
Son konuşmacı olan Isparta Valisi ve Sempozyumun Onursal Başkanı Memduh Oğuz, Bediüzzaman’ın “Isparta'nın adil valisine hitabı var. Sıkıntılı bir dönemde yazılmış. Buna lebbeyk (buyurunuz, emredersiniz) diyebilmek çok büyük bir şereftir. Ben onun aracısıyım" demiştir.
Bu sempozyum bana Nurları daha ilk tanıdığım 1980 öncesi yıllardaki duyduğum heyecanı yaşattı. Katılımcıların heyecanları da yüzlerinden okunuyordu. Nur cemaatlerinin ittihadı vardı burada çok şükür. Nurları bu heyecanla yeniden okumak, kendi eseriymiş gibi sahip çıkmak için büyük bir şevk kaynağı olacağına inancım tamdır.
Sempozyum oturum ve panellerle bugün devam edecek ve Isparta Kahramanlarının birçok özellikleri anlatılacak.