İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye başlattığı saldırılarda kullandığı kimyasal silahların gelecek yıllarda bölgedeki kanser oranlarını artıracağı belirtiliyor.
Filistin Tarımsal Çalışma Komiteleri Birliği Lobicilik Direktörü Moayyad Bsharat, AA muhabirine, İsrail'in Gazze'deki tarım arazilerine saldırılarının muhtemel etkilerini değerlendirdi.
Bsharat, İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri açlığa mahkum etmek için bilinçli olarak tarım arazilerine saldırdığını kaydederek, "İsrail, ABD'nin gönderdiği beyaz fosfor ve diğer kimyasallarla tarım arazilerini bombalıyor. Bu bombalar toprakta kanserojen maddelerin birikmesine neden oluyor ve gelecekte o topraktan ürün alanlar kanser olacak." dedi.
İsrail'in kullanılabilir tarım arazilerine sistematik kimyasal saldırılar yaptığına dikkati çeken Bsharat, kullanılan kimyasal silahlardan etkilenen Filistinlilerin solunum yolu hastalıklarına ve cilt kanserine yakalandıklarını söyledi.
Bsharat, İsrail'in Gazzelilerin sağlıklı gıdaya erişimini kısıtlamaya çalıştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Eğer toprak zehirlenirse, orada yetişen tüm ürünler de zehirlenmiş olur. Bu sağlıklı gıda değildir ve savaş bittikten hemen sonra kontrol edilmesi gerekir. İsrail'in kullandığı yasaklı bombaların hem insanlarda hem hayvanlarda hem de tarım arazilerinde kanserojen etki bıraktığına inanıyoruz. Uluslararası kuruluşların savaş bittikten sonra numune alarak toprağın doğrudan kullanılmaya başlanmasının insan sağlığı üzerindeki etkilerini incelemesi gerekiyor."
İsrail'in yasaklı silahlarla vurduğu tarım arazilerinin en az 5 yıl kullanılamayacağını, bazı kimyasalların toprağın 10 metre derinine kadar işlediğini aktaran Bsharat, kanserojen maddeden etkilenmeyen tarım arazilerinde de verimin ciddi şekilde düştüğünü bildirdi.
Bsharat, İsrail'in geçmişte Lübnan'da da yasaklı fosfor bombası ve kimyasal silahlar kullandığı için tarım arazilerinin veriminin düştüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"İsrail 2006'da Lübnan'ın güneyindeki tarım arazilerini beyaz fosforla vurdu ve o topraklarda hala tarım yapılamıyor. Neredeyse 20 yıllık bir süreden bahsediyoruz. Artık o araziler tarım yapılması için uygun olmayan toprak statüsünde. Dolayısıyla Gazze Şeridi'nde kullanılan silahlarla ilgili çalışmalarda bu konunun da ele alınması gerekiyor. İsrail toprakların verimliliğini bitirmek için kimyasalla saldırdığı için denetlemeden doğrudan bu topraklarla uğraşmak ve çalışmak tehlikeli olacaktır. Hatta o topraklarda çalışan çiftçilerin de sağlık durumları her gün izlenmeli ve yan etkiler kaydedilmeli."
"BİRÇOK ÇİFTÇİ DE SALDIRILARDA ÖLDÜ"
Gazze'deki ekim ve üretim sürecinin uzun yılları alacak sistemli bir iyileştirme sürecine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Bsharat, Gazze'de sağlıklı gıda üretebilmek için tarım arazilerinin rehabilitasyonunun uluslararası kurumlarca desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bsharat, İsrail'in saldırılarda sadece tarım arazilerini değil onu işleyecek çiftçileri de öldürdüğünü belirterek, "Tarım topraklarının verimsizleştirilmesinin yanı sıra birçok çiftçi de saldırılarda öldü. Gazze'de şu an en az 70 bin yaralı var bunların büyük bir kısmı uzuvlarını kaybetti. Bu yüzden tarımda çalışmaya devam edemezler." şeklinde konuştu.
İsrail'in savaş sonrası tarım arazilerinin bulunduğu bölgeleri tampon bölge yapma niyetinin olduğundan bahseden Bsharat, şu ifadeleri kullandı:
"İsrail, Gazze ile kendi sınırları arasındaki sınırı tampon bölge ilan ederek genellikle tarım bölgesi olan alanı İsraillilere vermeyi planlıyor. Bu, verimli tarım arazilerinin en az dörtte birinin yeni tampon bölgede kaybedileceği anlamına geliyor. İsrailliler Gazze'den tamamen çıkmak istemezlerse ve Gazze'de İsrail işgal güçleri bulunmazsa, savaştan sonra Filistinlilerin nasıl bir toprağa sahip olacaklarını hayal bile edemezsiniz."
KADIN VE ÇOCUKLARIN AÇLIKTAN ÖLME RİSKİ VAR
Bsharat, İsrail'in saldırıları sonrası Gazze'deki tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 90'ının yok edildiğini dile getirerek, Refah ve Han Yunus'taki ekilebilir tarım arazilerinin de İsrail işgali altında olduğuna dikkati çekti.
Filistinlilerin şu an herhangi bir üretim yapamadıklarını ifade eden Bsharat, "Savaş öncesi ablukada bile Gazzeliler süt, yumurta, zeytinyağı ve diğer tarım ürünlerinin üretimini yapabiliyordu ama şimdi ellerinde üretebilecekleri hiçbir şey yok. İsrail'in soykırımı nedeniyle gıda üretebilen insanlar insani yardım alan kişilere dönüştüler." diye konuştu.
Bsharat, balıkçılık faaliyetlerinin de İsrail tarafından engellendiğini aktararak, İsrail'in Gazzelilere ait balıkçı teknelerini yok ettiğini ve denize açılmak isteyen balıkçıları öldürdüğünü dile getirdi.
İsrail'in yardımları engelleyerek "gıda ablukasına" aldığı Gazzelilerin açlıktan hayatlarını kaybettiklerini anımsatan Bsharat, "Filistin'de insanlar sokaklarda buldukları otları yiyor. Bazen yemek bulmak için çöpleri ve atık maddeleri ya da son kullanma tarihi geçmiş yiyecekleri yemek zorunda kalıyorlar. Açlıktan ölenlerin sayısı arttı." ifadesini kullandı.
Bsharat, Gazze'ye havadan ve karadan yapılan gıda yardımlarının günlük ihtiyacın sadece yüzde 15'ini karşılayabildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yüzbinlerce Gazzeli gökyüzüne bakarak yardım atılmasını bekler hale geldi. Bu şekilde yardım yapılması Filistin sorununu insanlıktan çıkaran bir durum. Sanki Filistinliler herhangi bir iş göremeyen yardım dilenen bir grup olarak gösteriliyor. Şu an Gazze'ye günlük yapılan yardımların en az 1000 katı fazla tır girmesi lazım. Çok fazla temiz suya, yiyeceğe, kısacası temel ihtiyaç malzemesine ihtiyaç var. Filistinlilerin, özellikle de kadın ve çocukların açlıktan ölme riskini azaltmak için Gazze'ye yardımlar artırılmalı. Yardım yapılırken aynı zamanda tarım alanları ve diğer sektörler rehabilite edilmeli."
aa