Bursa Barosu Başkanı Zekeriya Birkan, "Barolar, yobazlığın, çağ dışı bir zihniyet olarak kalmış bulunan yasakçılığın ve toplum mühendislerinin aracı kurumları değillerdir. Baroların, bazı meslektaşlarımızın kılık ve kıyafetlerine karışmalarını kabul etmemiz asla mümkün değildir" dedi.
Birkan, yaptığı açıklamada, son günlerde bazı baroların, başörtülü stajyer avukatları Staj Eğitim Merkezi’ne almadığına dikkati çekerek, avukatlık mesleğinin, özgürlüğü, insan hak ve hukukunu devlet otoritesine karşı savunan kutsal bir meslek olduğunu söyledi. Zekeriya Birkan, avukatların kayıtlı olduğu barolar ve baro başkanlarının da demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerin muhkem kaleleri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "Barolar, yobazlığın, çağ dışı bir zihniyet olarak kalmış bulunan yasakçılığın ve toplum mühendislerinin aracı kurumları değillerdir. Bazı meslektaşlarımızın kılık, kıyafetlerine karışmalarını da kabul etmemiz asla mümkün değildir. Bazı baro yöneticilerimizin neredeyse darbecileri öven söz ve eylemleri yanında, pankart asan gençleri linç etmeye kalkmaları, otel basıp toplantı yapılan ortamı dağıtmaları gibi bu türden aşırıya varan davranışları ve uygulamaları kabul etmek mümkün değildir."
Gündeme gelmek için tuhaf tuhaf şeyler icat etmenin avukatları, baro başkanlarını ve baroları halk nezdinde küçük düşürdüğünü ifade eden Birkan, "Bilinmelidir ki; biz avukatlar toplumun önderi ve örneği olan insanlar olmalıyız. O yüzden yapmış olduğumuz söz, davranış ve eylemlerde her hareketimize dikkat etmeliyiz" dedi.
Birkan, "baroların, statükonun, darbecilerin, vesayetçilerin, toplum mühendislerinin ve yasakçıların aracı kurumları olmadığını" belirterek, "Barolar aydınlığın, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin, özgürlüğün savunucusu ve muhkem kaleleridir ve öyle de kalacaklardır. Bu vesileyle herkesi sorumluluk sahibi olmaya, darbeciler ve vesayetçiler tarafından denenmiş ama bir sonuç elde edilmemiş yollara tevessül etmemeye ve aklıselime davet ediyorum" diye konuştu.