Akçay, Grand Cevahir Oteli'nde düzenlenen İstanbul Uluslararası Sismik Riskin Azaltılması Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Adana, Erzincan ve Marmara depremlerini ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Akçay, yaşanan deprem felaketlerinin yaralarının sarılması için uluslararası bir çalışma başlatıldığını ve bu kapsamda 2 milyar dolar civarında kredi alındığını söyledi.
''Marmara depremi, İstanbul'un karşı karşıya olduğu deprem tehditleri ve rehabilitasyon çalışmaları yerine, proaktif yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ortaya koymuştur'' diyen Akçay, 2000 yılı başlarında ''İstanbul'a özel proje oluşturma'' fikrinin akla geldiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu süreçte Hazine Müsteşarlığı, diğer kamu kuruluşlarıyla birlikte aktif rol oynamıştır. Doğal afet çalışmalarının tek elden ve yerel yönetimler tarafından yürütülmesi projesi olan İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi'nin (İSMEP) İstanbul İl Özel İdaresi koordinasyonunda yürütülmesi kararı alınmıştır. Dünya Bankası ile birlikte hazırlanan İSMEP, dünya üzerinde en önemli örneklerinden birini oluşturmaktadır.
İstanbul'un olası bir depreme hazırlanması için öncelikli ihtiyaçlarının tespiti yapılmış, kaynakların en etkin şekilde kullanılması için bir proje oluşturulması amacıyla azami gayret gösterilmiştir. İSMEP'in hayata geçirilmesi için Dünya Bankası ve Müsteşarlığımız arasında 310 milyon avro tutarında bir kredi sözleşmesi imzalanmıştır. Kredinin başarılı bir şekilde kullanılması, ikinci kredi paketinin kullanımının yolunu açmıştır. İSMEP'e daha sonra 300 milyon avro daha ek finansman desteği sağlanmıştır. 2005 yılında yapılan anlaşmayla, bu bütçe geri ödemesiz olarak ödenmiştir.''
Gelinen noktada dünya standartlarında bir güçlendirme ve yeniden yapım çalışması yapıldığını belirten Akçay, ''Kamu yönetiminde önceden önlem alma yaklaşımı olan İSMEP'in, diğer ülkelerde de aynı projelerin uygulanmasına örnek olacağını düşünüyoruz'' dedi.
-DÜNYA BANKASI ÜLKE DİREKTÖRÜ ZACHAU-
Dünya Bankası Ülke Direktörü Ulrick Zachau da İstanbul'un, dünyanın en hassas şehirlerinden biri olduğunu belirterek, bu yılın Marmara depremlerinin 10. yılı olduğunu hatırlattı.
Türkiye ile Dünya Bankasının yıllar önce çalışmaya başladığını, Erzincan depreminden bu yana pek çok afet yönetimi projesinin uygulandığını anlatan Zachau, ''Üç önemli sonuç elde edildi, bu projelerde. Birincisi büyük fiziksel yatırımlar sağlanması, ikincisi Türkiye'nin yapılarının güçlenmesinin sağlanması, üçüncüsü ise belirgin bir yenilikçiliğin elde edilmesi oldu'' diye konuştu.
Türkiye Sigorta Fonu'nu Yeniden Yapılandırma Projesi kapsamında, risklerin sigorta piyasasında etkin bir şekilde yayılmasının sağlandığını belirten Zachau, Türkiye'de yeni bir koordinasyon merkezi kurulduğunu, İSMEP'in Dünya Bankası tarafından desteklendiğini söyledi.
İSMEP'in, Türkiye'deki risk yönetimi konusuna odaklanan ilk proje olduğuna dikkati çeken Zachau, ''İstanbul risk yönetimiyle, Türkiye çok stratejik bir adım atmış oldu. İstanbul, depremlere dayanıklı bir şehir haline dönüştü. İstanbul, afet yönetimi ve risk azaltımı konusunda çok şey başardı.'' dedi.
Afet Koordinasyon Merkezi, İstanbul Valiliği ve Aya İrini'yi gezme fırsatı bulduğunu anlatan Zachau, ''Çok ileri teknoloji kullanılmakta. İstanbul'un depreme ne kadar hazır olduğunu gördüm. İstanbul, afet yönetimi konusunda bir lider haline geldi. Türkiye'nin risk yönetimi konusunda, ulusal bir başarı elde edildi. Acil Durum Yönetim Başkanlığının oluşturulmasıyla, artık birbirinden ayrı üç birim koordine edilebiliyor. Türkiye, bu çalışmalarla dünyadaki birçok ülkenin önüne geçmekte. Afetten on yıl sonra, uluslararası tecrübelerin paylaşılması için çok önemli bu konferans. Türkiye, deprem risk yönetimi konusunda mükemmeliyet merkezi haline gelmektedir. Dünya Bankası, Türkiye ile partnerliği yürütmeye kararlıdır'' diye konuştu.
-TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KÜÇÜKALİ-
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali de 141 yıllık birikimleri ve deneyimlerinden çok şey öğrendiklerini, kamuoyunun sahiplenmediği hiçbir sorunun gerçek anlamda çözülemeyeceğini belirtti.
Yaşananları ortadan kaldırmanın yegane yolunun birlikte hareket etme refleksi olduğuna dikkati çeken Küçükali, ''Küreselleşen dünyamızda, acı da sevinç de sınırları kolayca aşabilmektedir. Afetlerin yarattığı etkilerin nasıl azaltılabileceğine ilişkin bilgi eksikliğimiz yok. Asıl meselemiz sınırlı sayıda uzmanın sahip olduğu bu bilgiyi halka aktarabilmektir'' dedi.
Yapılacak çok işin olduğuna inandıklarını belirten Küçükali, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Afetlere karşı bilinçli ve korunaklı toplumlar oluşturmak adına hazırladığımız projelerin, toplumun tüm kesimlerinin sahiplenmesi önemlidir. Tüm yurdu kapsayacak uygulanabilir, iş birliklerine olan ihtiyacımızın altını çizmek istiyorum. Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi, çok önemli bir adımdır. Türk Kızılayı, toplumun kanaat önderleri durumunda olanlar aracılığıyla, deprem, yağmur, toprak kayması gibi olayların afete dönüşebileceğini çok kişiye anlatma çabası içindedir. Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi, afetlere karşı zarar azaltma kültürünü oluşturma adına çok büyük katkılar sağlamıştır. Bu örgütlenme modelimizin tek kazanını toplumsal yarar olacaktır. 22 ilde devam eden bu projeyle 1 milyon 200 bin kişiye ulaşılmıştır. İstanbul'da geldiğimiz nokta ise 39 ilçenin yüzde 85'ine ulaşılabilmiştir.''
İstanbul Proje Koordinasyon Birimi Direktörü Kazım Gökhan Elgin, Türkiye'nin geçmişinden bu yana yaşadığı depremlerde büyük kayıplar verdiğini dile getirdi.
Marmara depreminin, 20. yüzyılda gerçekleşen en büyük depremler arasında yer aldığını belirten Elgin, ''Afetlere hazırlık konusunda Türkiye'de yürütülen çalışmaların yanı sıra İstanbul'da dünya çapında araştırmalar gerçekleştirilmektedir. Bunlardan biri de İSMEP projesidir'' diye konuştu.
Haber 7