Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Mert, su seviyesi düşüşleri nedeniyle barajlarda bulunabilecek ağır metallerin bazı hastalıklara neden olabileceğini söyledi.
Mert "Kurak bir kış mevsimine giriyoruz. Baraj sularında oldukça azalmalar söz konusu. Bu da insan sağlığı için tehdit oluşturuyor. Barajlardaki dip sularının azalmasıyla, dip sularının içerisindeki ağır metaller sağlığımızı etkileyebiliyor. Şunu da biliyoruz, baraj suları bizim musluğumuzdan akan suyun evlerimizde kullandığımız içme suyu kalitesinde olması gerekiyor" diye konuştu.
"YETERİ TEMİZLENMEZSE HEPATİT A İLE KARŞILAŞABİLİRİZ"
İstanbul'da barajların doluluk oranının yüzde 30'un altına düşmesinin insan sağlığına etkileri için Mert, şunları söyledi:
"Birtakım mikroorganizmalar yeterince ekarte edilmezse, ağız ve tuvaletlerden bulaşan bazı hastalıklar söz konusu olabilir. Hepatit A hastalığı geçirmemiş kişiler Hepatit A olabilir. Aynı zamanda Kriptosporidium dediğimiz bazı protozoonlar (tek hücreliler) veya şiddetli karın ağrısı ve ishal yapan protozoonlarla karşılaşabiliriz."
"İÇME SUYUNDA EN BÜYÜK TEHLİKE KOLERA"
İçme sularında en büyük tehdidin kolera olduğunu belirten Mert, "Tüm dünyada içme sularında en büyük tehdit koleradır. Aynı zamanda İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 30'un altına düşmesiyle bir takım karın ağrısı ve ishal vakalarıyla karşılaşma oranımızın artacağını düşünüyorum. Bu sebepten musluklarımızdan akan suyun temizlenmesi büyük önem arz ediyor" dedi.
"DURGUN SU HER ZAMAN ENFEKSİYON KAYNAĞIDIR"
İnsan sağlığı için barajlardaki suyun geçtiği boruların da çok önemli olduğunu belirten Mert "Barajlardan çıktıktan sonra su hangi tip borulara gidiyor, boruların durumları nedir gibi sorulara cevap veremiyoruz. Durgun su bizler için her zaman enfeksiyon kaynağıdır. Su aktıkça enfeksiyon kaynağı da gider. Durgun sularda kör tahliye noktalarında mikroorganizmalar üreyebilir, musluktan akan sularımıza kadar ulaşabilir" diye konuştu.
Karar