İşte Bediüzzaman'ın dışişleri bakanı

Geçtiğimiz eylül ayında vefat eden Bediüzzaman'ın talebesi Ziya Nur Aksun'u eski ve yeni okuyucuların daha iyi tanıması için yapılan 'Ziya Nur Hakkında Dostlarıyla Bir Sohbet' adlı kitap çıktı

Abdullah Kılıç'ın haberi

Ahmet Turan Alkan'ın hazırladığı 'Ziya Nur Hakkında Dostlarıyla Bir Sohbet' adlı kitap, Nur'un yarım asırlık dostu Mehmet Niyazi Özdemir, avukatı Halil Duruk, kardeşi Belma Aksun ve yayıncısı Erol Kılınç ile yapılan söyleşilerden oluşuyor. Ötüken Yayınları tarafından basılan kitap önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak.

Geçtiğimiz eylül ayında hayatını kaybeden Tarihçi Ziya Nur Aksun'u eski ve yeni okuyucuların daha iyi tanıması için yapılan 'Ziya Nur Hakkında Dostlarıyla Bir Sohbet' adlı kitap, yakın döneme ait bilinmeyen birçok konuyu gün yüzüne çıkarıyor. Ahmet Turan Alkan'ın hazırladığı kitap, Nur'un yarım asırlık dostu Mehmet Niyazi Özdemir, avukatı Halil Duruk, kardeşi Belma Aksun ve yayıncısı Erol Kılınç ile yapılan söyleşilerden oluşuyor. Ötüken Yayınları tarafından basılan kitap önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak.

Rahatsızlığından dolayı hayatının büyük bir kısmını evinde geçirmek zorunda kalan Ziya Nur'un hayat hikâyesini, yakınlarının dilinden anlatan kitapta en ilginç söyleşi Mehmet Niyazi Özdemir'inki... İşte Özdemir ile yapılan söyleşiden öne çıkan kısımlar:

Ahmet Turan Alkan'a "Hiç kimsenin bilmediği şeyler anlatacağım." diyerek söze başlayan Özdemir, Talat Aydemir'in 22 Şubat 1962'de giriştiği ve başarısız olduğu darbe girişiminde Alparslan Türkeş ile işbirliği yaptığını belirtiyor. O sırada Hindistan'da olan Türkeş, kendi adamlarına 22 Şubat'ta Aydemir'in darbe yapacağını bildirmiş. "Talat Aydemir hem bizim camialarla yakınlık kuruyor, hem sol kesimle yakınlık kuruyor ama biz öğrendik, iki tarafla yakınlık kuruyor." diyen Özdemir, o günü şöyle anlatıyor: "Darbeyi Türkeş kanalı ile öğrendik. Saat 7'de, akşam 7'de, darbe başlar mı, darbe başladı; fakat Esenboğa Havalimanı'na Türkeş Hindistan'dan gelecek, idareye Talat'la beraber el koyacaklar. Talat Aydemir Türkeş Bey'i diskalifiye etmek için Esenboğa Havalimanı'nı kuşatmış kendi birlikleriyle. Türkeş gelince, bunu tevkif edecekler. Hüseyin Kapucuoğlu da (Türkeşçi askerler) Talat Bey'in adamlarını kuşatmışlar. Kuşatma, kuşatma üstüne olunca Talat anlıyor. Hemşehrisi, ben de Adapazarlıyım, Talat Bey de Adapazarlı, Ekrem Alican da Adapazarlı; o zaman başbakan yardımcısıydı, o araya girdi, Türkeş'e teslim etmektense İsmet Paşa'ya teslim etmek daha iyi geldi. İsmet Paşa da onu affetmek kaydıyla emekli oldu."

Özdemir, başarısız darbe girişiminde milliyetçi asker ve gençlerin de Unkapanı Köprüsü'nde nöbet tuttuğunu söylüyor. Çünkü o zamanlar, Davutpaşa Kışlası'ndan gelecek tank ve askerler, İstanbul Radyosu'na ulaşmak için bu köprüyü geçmek zorundaydı. Bu köprü açılmazsa askerlerin radyoya ulaşmaları, dolayısıyla ihtilalin başarılı olması mümkün değildi!

Said-i Nursi dermiş ki: "Ziya bizim hariciye nazırımızdır"

Ziya abinin böyle bir tavrı olduğu için Said-i Nursi Hazretleri'yle münasebet kurmuş. Ankara Hukuk'ta okurken kitaplarını okumuş. Her haftacuma günü otobüse biner, Emirdağ'ına gider; cumartesi, pazar ve pazartesi Said-i Nursi Hazretleri'nin yanında kalırmış. Ama ben Ziya abinin hiçbir zaman Said-i Nursi talebesi olduğuna, bunun propagandasını yaptığına şahit olmadım. Said-i Nursi Hazretleri'ne son derece bağlıydı. Said-i Nursi yakın talebelerine, "Ziya bizim dışişleri bakanımızdır." dermiş. Öyle muamele ediyor.

Ziya abinin enteresan mûtadları, alışkanlıkları vardı; meselâ Ziya abi, cumayı cumartesiye bağlayan geceyi genellikle Eyüpsultan'da geçirirdi. Bütün geceyi... Onunla beraber gider, sabaha kadar Eyüpsultan'da sohbet eder, sonra sabah namazını kılar, türbeyi ziyaret edip evimize dönerdik.

Türkiye'ye Huzuru Getirme Derneği, Türkeş'i nasıl kurtarmıştı?

22 Şubat darbesinden önce Aydemir ile işbirliği yaptığı iddia edilen Türkeş, Talat Aydemir'in 21 Mayıs'ta yapacağı darbenin karşısında yer alır. Hatta bu darbenin önlenmesinde Türkeş ve arkadaşlarının önemli rolü olduğu söylenir. Mehmet Niyazi Özdemir, bu olayı Dündar Taşer'e (Dündar Taşer: Türkeş'in yakın arkadaşı, 27 Mayıs darbesinin komutanlarından biri, binbaşı. Milliyetçi hareketin öncülerinden biri) dayanarak şöyle aktarıyor: "21 Mayıs 1963'ten önce Türkeş, Muzaffer Özdağ, Numan Esin Talat Bey, Fethi Gürcan, Bahtiyar Yalta buluştular. Türkeş'le Talat Bey yukarıya çıktı, diğer dördünü aşağıda bıraktılar. Talat Bey diyor ki: 'Ben Türkiye'nin en güçlü albayıyım emrime gir darbe yapalım.' Türkeş Bey de diyor ki: 'Hayır, ben darbeyle bu memlekete hizmet edileceğine inanmıyorum.' Tabii bu mahkemede, birinci Mamak mahkemesinde bu darbeyle alakalı Türkeş de yakalanmıştı. Türkeş bunu mahkemede anlattı. Hâkim Talat Bey'e sordu. Talat Bey dedi ki, 'Gerçekten doğrudur. O, Türkiye'de huzur derneğine döndü ben darbeye'; yani Türkeş'i peşinden sürüklemeye tenezzül etmedi, 'Ben darbe yoluna saptım, Türkeş Bey huzur derneğine saptı.' dedi."

Darbeci Albay Talat Aydemir

27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren örgütün ilk öncülerinden olan Kurmay Albay Talat Aydemir, Milli Birlik Komitesi (MBK) içinde yer alamamıştı. Ancak darbeden üç ay sonra Ankara'daki Harp Okulu Komutanlığı'na atandı. Bu çok kritik bir görevdi. Görev Aydemir'i kesmemiş olacak ki iki kez daha darbe girişiminde bulundu. Birincisi 22 Şubat 1962'deki başarısız darbe girişimiydi. Aslında başarılı olmaya ramak kalmıştı ancak yolunda gitmeyen birkaç ufak şey Aydemir'in geri adım atmasına neden oldu. İsmet İnönü ile yaptığı pazarlıklar sonucu affedilen Aydemir, 21 Mayıs 1963'te ikinci bir darbe girişiminde daha bulundu. Yine başarılı olamadı ve yargılanarak idam edildi. Aydemir'in bu darbe girişimlerinin ardındaki asıl neden 27 Mayıs'ın sürdürülmesiydi.

Zaman
 

Nur Talebeleri Haberleri