Geçtiğimiz günlerde AIESEC Ankara İş'te Dünya, Dünyada İş Zirvesi 2009 adlı bir etkinlik gerçekleştirdi. AIESEC Ankara İş Zirvesi Organizasyon Komitesi Üyesi Ali Hilmi Evrenin daveti üzerine Merak Medya adına ben de toplantıya katıldım.
AIESEC, 1948 yılında kurulmuş, üniversite öğrencileri tarafından yönetilen dünyanın en büyük değişim ve eğitim organizasyonu. Aynı zamanda Birleşmiş Milletlere ve UNESCOya gençliği temsilen danışmanlık yapmaktadır. Amacı uluslararası anlayışı ve işbirliğini sağlayarak ülkelerin gelişimine ve barış ortamına katkıda bulunmak. Bu amaç doğrultusunda Türkiyede de 1954 yılından beri faaliyet göstermektedir. AIESEC, Türkiyede Sivil Toplum Akademisi (STA)ni referansları arasında göstermektedir.
ATOda English Club Academy uluslararası fırsat sponsorluğu altında yaklaşık yüz firmanın biraraya gelmesiyle gerçekleşecekti. Bunun dışında ilimizde bulunan firmalar birbirleriyle de iletişime geçebilecekleri bir ortama sahip oldu, güncel ekonomik sorunlar ve çözümler hakkında fikir alışverişi yapabildi.
Girişimciliğin Sırları adlı oturumda, Genç girişimcilerin alabilecekleri destekler ve girişimcilere tavsiyeler ele alındı. Öğleden sonraki AIESEC'ten Başarı Öyküleri adlı bölümde Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Tankut Sur deneyimlerini anlattı.
Krizle Başa Çıkmanın Yolları adlı oturumda İçinde bulunduğumuz durumun değerlendirilmesi ve ekonomik krizin Ankara lokalindeki etkisi konusu oldukça yoğun ve kaliteli biçimde masaya yatırıldı.
Koluman Müdürler Kurulu Başkanı Vanessa Koluman, kriz yönetimi ilkelerinin yönetim ve denetim boyutuna değindi. Şeffaflık: Şirkette aynı konuyla ilgili herkes aynı veriyi kullanıyor. Patron neye göre karar vereceğini bilmiyorsa bu karanlık bir odada karar vermekten farksızdır. Denetim: Denetim mekanizmalarının kurulması çok önemli. Sonraki aşamada Operasyon boyutu ortaya çıkıyor. Geçmiş normal yılların alışkanlıkları terk edilecek. Banka borçları/krediler temizlenecek. Alacakların tahsil edilmesi/ sıkı kontrol edilmesi. Gider azaltılacak. Verimlilik artırılacak. Küçülen pazarda, pazar payı büyültülecek. Koluman, moral ve iletişimin önemine vurgu yaptı: Kriz döneminde personelle net konuşulmalı, kapalı kapılar ardında kararlar alınmamalı, şirkette çalışanların morale ihtiyacı var
İÇASİFED Başkanı Mehmet Akyürek, Ankaranın sanayide büyük gelişme gösterdiğinin altını çizdi. Krizin etkilerine değinen Akyürek proje çalışmalarından da söz etti: Kriz insanları etkiliyor. Mide ağrıları ve stres artmış, şans oyunlarına rağbet artmış Piyasaların durumu böyle. 4 milyon insan üretiyor, vergi veriyor. 70 milyon insan tüketiyor. Bu sebeple üreten, vergi veren insanlar artırılmalı. Kredi kanalları açık olmalı. Büyümek isteyen şirketler ve girişimciler için projelerinin ve hayat hikâyelerinin teminat sayılması gerekiyor.
Nurol Holding Planlama ve Kurumsal İletişim Başkanı & Şükür Defteri kitabının yazarı Meral Ceylan: İnsan olarak büyük bir potansiyele sahibiz. Ayakta kalanlar değişime ayak uydururlar. Ayakta kalmak önemli. Değişime direnerek olduğumuz yerde durursak, yol alamayız. Değişmek için kabul etmemiz gerekir. Yani çamurun içinde debelenip dibe batmak yerine, ayağa kalkıp nerede çamur olduğunu görmek ve üstümüzü temizlemek gerekiyor. Krizden çıkabilmek için ben değil biz demeliyiz.
Meral Ceylan, krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiğini belirtti. İnsanlarda moral ve iletişim yok. Çevrenizde böyle bir şey yoksa siz kendi kendinize moral verin. İşiniz varsa şükredin ve ben sabah işe gitmek için evden çıkıyorum, bu sabah uyanabildim deyin. Çünkü her gün on otobüs dolusu insan güne uyanamıyor. Krizler bizlere fırsatları getiriyor. Yalnız olmadığımızı unutmamamız gerekiyor. Öz kaynaklarımızı dikkatli biçimde kullanmalıyız.
İzgören&Akın Kurucusu Hakan Akın, dış ticaretteki son duruma ve fırsatlara değindi: Ticarette doğu batıyı besliyor. İç piyasada üretim olmayınca, tüketici ithale yöneliyor. Türkiyenin morale ihtiyacı var. Krizden hangi ülkenin ne kadar etkilendiğini incelemek gerekiyor. Dünyanın üçte ikisinde kriz yok. Projeksiyonu çevirmemiz gerekiyor.
Değinilen konularla ilgili bana söz verildiğinde: Değerli konuşmacılara düşüncelerini bizlerle paylaştıkları için teşekkür ediyorum. Konuşmacıların tamamı moral konusuna değindiler. Bunu biraz daha açmanızı istiyorum. Krizden hem işçiler hem de işverenler etkilendi. Bu durumda kim kime moral vermeli? Girişimci gençlerle ilgili bazı engeller ortaya çıkabiliyor. Dur şimdi, kriz var. Sen biraz bekle. Seni kendi kolumuzun altına alalım düşünürüz şeklinde. Bu konuda söyleyeceklerinizi de merak ediyorum
İÇASİFED Başkanı Mehmet Akyürek: Sayın Oğuz Beyin sorusunun muhatabı olduğumu düşünüyorum.-Ostim Sanayi Bölgesi ve diğer çalışmalarını anlatıyor- İlgileniyoruz ve zaman ayırıyoruz. Bunun için yenilikçi fikirlerimiz var. Sıkıntıda olduğunu söyleyen firmaları tek tek ziyaret ediyoruz, sorunlarını çözüyoruz, çözüm önerileri sunuyoruz. Gelen genç girişimcilere her türlü desteği sağlıyoruz. En büyük sıkıntıyı işverenler yaşıyor. Hiçbir işveren işçisini çıkarmak istemez Beceriksizler batacak diyorlar. Bunu kabul etmiyorum Sizin de ilginç fikirleriniz varsa sizi de desteklemekten mutluluk duyarız...
Bir şirket temsilcisi söz alarak krizi ortadan kaldıracak çözüm önerilerini kendimizin bulabileceği, bu konuda başkalarından medet ummanın doğru olmadığı konusuna değindi. Bir başkası şirketlerin ortak çalışmaya yanaşmadıklarını söyleyerek barter yapmanın çok önemli olduğunu söyledi. Bal, iş makinesi ve tekstil ve hukuk üzerine çalışan firmalar bu konuda kendi aralarında konuştular.
Bir başka işadamı da şu öneriyi yaptı: "Gençler dışarıdaki fuarlara -yurtdışı- ellerini kollarını sallaya sallaya gitsinler, gezsinler. Kendi alanlarıyla ilgili firmalarla anlaşarak, tanışarak %10 ortaklık teklif etsinler..."
İş Dünyasında Uluslararasılık adlı oturumda, özellikle yurtdışından gelenlerin konuşmaları dikkat çekiciydi.
English Academy Club Kurucusu Fuat Turgut: Yabancı dil konusunda hizmetiçi eğitim maliyetleri çok yüksek. Yabancılar ülkemize gelip üç ayda Türkçeyi öğreniyorlar. Nasıl? Sosyal birey olarak yetişebilmelerinde, başka ülkeler de çalışmalar yapıldığının bilinciyle, bir gün başka ülkede çalışmam gerekebilir, dış dünyayla iletişim kurmam gerekebilir diye düşünerek büyüyorlar. İletişim kuramadığınız, sosyal olarak uyum sağlayamadığınız sürece başarılı olamıyorsunuz. Girişimcilikte meslek odalarını göremiyoruz. Meslek odalarında hizmet verme ve mensubiyet yoksa faaliyet göstermek çok zor.
Tunusdan Haythem Ourfellı başarının ipuçlarını saydı: İş dünyası için 3 önemli nokta: Para, zaman ve etik. Sonuncusu olmazsa parayı kaybeder, zamana değer vermezsiniz. Müşterilerinizin yaşadığı yeri düşünün. Başarılı şirketler hedeflerini çok iyi biliyorlar. Stajyerlerin ne iş yapabileceklerini biliyorlar. Onların açık stratejileri var. Ne yapması gerektiğini ve bunu nasıl yapması gerektiğini bilen işverenle çalışın. Bu sebeple ne yapmanız gerektiğini bilin. Ourfellinin şu sözleri de dikkate değerdi: Bir şeyi başarmak istiyorsak 3 şeye ihtiyacımız var. 1: Allaha inanmak, 2: Kendi çalışmalarımıza inanmak, 3: Çok çalışmaya inanmak.
Mısırdan Bahaa Husseın: Şirketler, şirkete perspektif getirebilecek birilerini arıyor. Şirketlerin niçin stajyer (yeni eleman) çalıştırmak istediğini net olarak belirlemek önem kazanmaktadır. Yöneticilerin yeni elamanlarla şahsi olarak ilgilenmeleri, işçilerin daha fazla çalışmalarını sağlayabilir.
Rusyadan Maria Zazulına da başarmak için uyum sağlamanın ve gözlem yapmanın önemine işaret etti: Kendini geliştirmek, birlikte aynı şeyi düşünmek, bir araya gelmek, yenidünyaları ve insanları keşfetmek demek.
AIESECe bu kapsamlı ve kaliteli organizasyonu için teşekkür ediyorum. Bu tür yeni çalışmaları da Risale Haberden takip edebilirsiniz. Mutlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle