UÜ Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Engin Ulukaya yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk onkogram laboratuvarının UÜ'de 2006 yılında faaliyete geçtiğini hatırlattı.
Ulukaya, teşhisi aynı olsa bile her kanser hastasının moleküler düzeyde diğerinden farklı olduğunu, dolayısıyla aynı ilaçla ve yöntemle tedavinin herkeste başarılı sonuç vermeyeceğini belirterek, onkogramla bu sakıncaların ortadan kaldırılmaya çalışıldığını vurguladı.
Onkogramda yapılan analizlerle kişiye uygun ilaçların belirlenebildiğini, ancak bu testlerin oldukça pahalı olduğunu ifade eden Ulukaya, şunları söyledi:
'Bu test yöntemi ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde kullanılıyor. 'ATP-TCA' olarak da isimlendirilen yöntemde, temel olarak kanserli hastadan alınan doku örneği, kültür hücresine dönüştürülüyor ve hastanın hangi kanser ilaçlarına karşı direncinin, hangilerine karşı duyarlılığının olduğu belirleniyor. Bu test kanser tedavisinde başarıyı artırmak için oldukça önemli. Bu yöntemle, kanser hastalarında gereksiz ilaç kullanımı olmayacağı için ilaçların yan etkileri de son buluyor.
Kanser tedavisinde kullanılan şimdiki yöntem, sonuçlarından tam emin olunamayan bir tedavi şekli. Onkolojik hastalıkların tedavisinde ülkenin harcadığı oldukça önemli bir bütçe var. Bu bütçenin yaklaşık yüzde 40'lık bölümü, sırf onkolojik ilaçların yarattığı yan etkileri tedavi etmek amacıyla kullanılıyor. Dolayısıyla hasta, bir ilaca karşı dirençliyse, bizim metot da eğer bunu söylüyorsa, o zaman onkolog o hasta için en azında bu ilacı kullanmayayım diyebilir. Bu metot hastanın hangi ilacı kullanmaması gerektiğinin belirlenmesi noktasında güvenilir bir metottur.'
Kanser tedavisinin oldukça pahalı olduğuna işaret eden Ulukaya, onkogram testi yaptırılmasının hastayı gereksiz ilaçlarla zaman kaybetmekten, devleti de pahalı tedavi yükünden kurtaracağını ifade etti.
Maliyetinin fazlalığı nedeniyle hala rutin bir test haline gelmeyen bu yöntemin geliştirilmesiyle ilgili çalışmaların son aşamada olduğunu dile getiren Ulukaya, şunları kaydetti:
'Ülkemizdeki medikal onkologların son derece az bir kısmı bu teste ilgi göstermektedir. Çok büyük çoğunluğu ise halen yapılan yayınlardan habersizdir. Fakültemizde maliyeti azaltıcı çalışmalar son aşamaya gelmek üzeredir. Şu an itibarıyla, maliyetinin yüzde 30-40 oranında azaltıldığını söylemek mümkündür. Yurt dışından ithal edilen ve Avrupa'da hasta yararına kullanılabilmesi için gerekli CE ve IVD belgelerine sahip bir ticari kit ile alınan sonuçlarla, bizim çalışma sonuçlarının uyumluluk gösterdiğini görmekteyiz. Böyle giderse, ülkemizde bu testin maliyetinin çok yakında makul ölçülere indiğini görebileceğiz.'
Ulukaya, onkogramın SGK tarafından karşılanabilir bir yöntem haline gelmesi için başvuru yapmaya hazırlandıklarını bildirdi.
Yeni Şafak