İşte Said Nursi! Hangi şakird ulaşabilmiş?

İşte Said Nursi! Medrese tahsilini tam olarak bitirmemesine rağmen, devrinin en önde gelen İslam âlimiydi

Risale Haber-Haber Merkezi

ODTÜ Öğretim Üyesi Yasin Ceylan, ırkçı eğitimin Kürt gençlerindeki İslami terbiyeyi bozduğunu söyledi.

Medrese ve mollaların Kürt halkı üzerinde fevkalade etkisinin olduğuna dikkat çeken Ceylan, ırkçı eğitimin İslami terbiyeyi bozduğunu söyledi. Ceylan, "İslami terbiye esastı. Yaşlıya ve ilim ehline saygı yaygındı. Namusluluk ve mahremiyete hürmet, bir Kürt gencinde aranan en önemli vasıftı. Kürt çocuklarına uygulanan ırkçı ve inkârcı eğitim, onları bu terbiyeden kopardı" dedi.

Doğudaki medreselerin öneminde de vurgu yapan Ceylan, Said Nursi örneğini verdi. Ceylan yazısında şu görüşlere yer verdi:

"Cumhuriyetin kuruluşundan 80’li yıllara kadar, Diyanetin ileri gelen uleması, diplomasız ama medrese icazetli Kürt mollalardı. İmam hatip okulu mezunları, ilahiyat mezunları, ancak onlara talebe olabilirlerdi. Sarf, Nahiv, Fıkıh, Tefsir, Hadis, Belagat ve Fars dilinde onlarla rekabet etmek mümkün değildi. İlahiyat profesörlerinin bile, bu isimsiz âlimlerin evlerine gidip onlardan ders aldıklarını bilirim. İsmini hatırlayamadığım bir yabancı gözlemci, “İslam âleminde bütün din kitapları imha edilse, Kürt ulemasının hafızasındaki bilgiler, bu kaybı telafi etmeye yeter” demiştir.

"İşte Said Nursi! Medrese tahsilini tam olarak bitirmemesine rağmen, devrinin en önde gelen İslam âlimiydi. Onun bilgi ve hikmet derinliğine, tüm kadrolarıyla, hangi şakirdi ulaşabilmiş?

SAİD NURSİ'NİN IRKÇILIKLA KARŞILAŞAN TALEBESİ VE TEDAVİSİ

Bediüzzaman Said Nursi, ırkçı öğretmenlerle karşılaşan bir talebesini Emirdağ Lahikası eserinde şöyle anlatmaktadır:

Ben Van’da iken, hamiyetli Kürt bir talebeme dedim ki: “Türkler İslâmiyete çok hizmet etmişler. Sen onlara ne niyetle bakıyorsun?” dedim.

Dedi: “Ben Müslüman bir Türkü, fâsık bir kardeşime tercih ediyorum. Belki babamdan ziyade ona alâkadarım. Çünkü tam imana hizmet ediyorlar.”

Bir zaman geçti, (Allah rahmet etsin) o talebem, ben esarette iken, İstanbul’da mektebe girmiş. Esaretten geldikten sonra gördüm. Bazı ırkçı muallimlerden aldığı aksülâmel ile o da Kürtçülük damarıyla başka bir mesleğe girmiş. Bana dedi: “Ben şimdi gayet fâsık, hattâ dinsiz de olsa bir Kürdü salih bir Türke tercih ediyorum.”

Sosyal - Medya Haberleri