Dünya gündemi baş döndürücü bir hızla değişiyor. Ülke olarak merkezde olduğumuzdan dolayı her yönüyle bizleri etkiliyor bu değişim. Günlük konuşmalarımızı ve sanal paylaşımlarımızı bu gündemler üzerinden yapar olduk. Sokaklarda, evlerde kısacası her yerde buna dair konuşmalar, yorumlar yapılıyor artık. Bu gündemlerin arasından nice insanlar sessiz sedasız ahirete göçtüler. Onlar için artık bu dünya gündemlerinin hiç biri yok.
Bizler de yakın değil miyiz ölüme?
Her an biraz daha yaklaşmıyor muyuz ahirete?
Tüm bu gerçekler dururken Yaratıcımızla bağımız ne durumda?
Ne kadar iletişim içerisindeyiz O’nunla?
Çoğu makalemde asıl gündemin bize sunulan gündem olmadığını tekrar tekrar yazdım. Bunu gereksiz değil yerinde tekrar olarak görüyorum. Bu tekrarları yapmaya da devam etme niyetindeyim.
Bize sunulan gündemlerle yeterince ilgilenen uzmanlar var. İş onların işi. Çözümleri onlar üretecekler. Konuşmaları, yorumları onlar yapacak, yapsınlar.
Bizim görevimiz bu değil. Bir Müslüman olarak ne kadar ilgilenmemiz gerekiyorsa o kadar ilgileneceğiz. Ölçüyü kaçırmayacağız.
Bizlere suni gündemleri en ince teferruatına kadar takip etmekten çok dua yaraşır.
Asıl Plan Kurucu belki de içimizden birinin halis duasıyla gündemi lehimize çevirecek. Bunu kim bilebilir ki?
Dünya, Müslümanlara göre ahiretin bir tarlası hükmündedir. Onun için gündemlerimizi ahirete yönelik oluşturmalıyız. Düşüncelerimizi ona göre şekillendirmeliyiz. Aksi takdirde bu yoğun gündemler içinde kaybolup gideriz. Tıpkı bugün sessiz sedasız aramızdan ayrılan onca insanla birlikte.
Ramazan ayı Yaratıcı’ya daha da yaklaşmak için güzel bir fırsat.
Yalnız kalalım bazen.
Dua edelim.
İsteyelim O’ndan.
Kardeş kavgalarından medet umanları, Müslümanların başına bela açanları kahretmesini…
İsteyelim O’ndan.
Müslümalara basiret vermesini…
İsteyelim O’ndan.
Müslümanları korumasını, tüm insanlığa yardım etmesini…
İsteyelim O’ndan.
Müslümanlar için tüm güzellikleri…