Bismillahirrahmanirrahim
Evet, ben kendi hesabıma aldığım dersime binaen, ey İslâm cemaati, müjde veriyorum ki:
Şimdiki âlem-i İslâmın saadet-i dünyeviyesi, bâhusus Osmanlıların saadeti ve bilhassa İslâmın terakkisi onların intibahıyla olan Arabın saadetinin fecr-i sadıkının emâreleri inkişafa başlıyor. Ve saadet güneşinin de çıkması yakınlaşmış. Ye’sin burnunun rağmına olarak ben dünyaya işittirecek derecede kanaat-i kat’iyemle derim:
İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak. Ve hâkim, hakaik-i Kur’âniye ve imaniye olacak. Öyleyse, şimdiki kader-i İlâhî ve kısmetimize razı olmalıyız ki, bize parlak bir istikbal, ecnebîlere müşevveş bir mâzi düşmüş. (Hutbe-i Şâmiye)
Bediüzzaman Said Nursî
SÖZLÜK:
emâre : işaret, belirti
fecr-i sadık : doğu ufkunda beliren ve güneş doğuncaya kadar kaybolmadan devam eden aydınlık
inkişaf : açığa çıkma
intibah : uyanış
kanaat-i kat'iye : kesin kanaat
müşevveş : dağınık, karışık, düzensiz
rağmına : zıddına, aksine
terakki : ilerleme, kalkınma, yükselme
ye's : ümitsizlik