Mücahit Yıldız'ın haberi
Tahsin Dilekçi, açıklamasında, İsviçre'de minare yapılıp yapılmamasının halk oyuna sunulmasının, Müslüman olmayan bir ülkenin halkına sorarak yasaklamasının anlaşılır gibi olmadığını ifade etti. Dilekçi, "İslam dininin sembolü olan minareyi kullanıp kullanmama yetkisi o dinin mensubu bulunan insanları tarafından verilecek bir karardır. Bu hakkın kullanımını başka dinin mensubu bulunan kişilere sorarak karar vermek İsviçre'nin hakkı ve haddi değildir. Din Bir-Sen olarak İsviçre'nin almış olduğu bu kararı şiddet ve nefretle kınıyoruz." dedi.
Ayrıca, Dilekçi, İsviçre'nin almış olduğu bu kararın tarihe kara bir leke olarak geçeceğini ifade etti. Dilekçi, şöyle dedi:
"Anlaşılan o ki İsviçre ve halkı Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'ya gösterdiği hoşgörüyü unutmuşlar. Onların bir kere daha ülkemize gelmelerini cami, kilise ve havranın yan yana olduğunu görmelerini ve İslam dininin hoşgörü dini olduğunu anlamaları gerekmektedir. Din Bir-Sen olarak tüm dünyadaki Müslümanlara şunu hatırlatıyoruz; Bediüzzaman'ın dediği gibi 'Biz eğer İslam'ın hakikatini kendimizde yaşasak diğer dinlerin mensupları dalga dalga İslam'a dahil olacaklar.' diyor. İsviçre'deki bu minare yasağı devam ettikçe bizim İslam'a olan azim ve şevkimiz daha da artacaktır. Ayrıca, bu karar AİHM'ye gidecektir. Ancak oradaki verilecek olan karar, AİHM savcılarına göre değil, İslam dininin öngördüğü kriterlere göre verilmelidir. Bu karar, AİHM'ye gitmeden yine kendisi bu utanç verici kararından vazgeçmelidir."