İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri başta olmak üzere üniversitenin çeşitli fakültelerinden öğrencilerin katıldığı konferans Üniversite Camisi İmamı Ömer Yılmaz'ın Kur'ân-ı Kerîm Tilaveti ile başladı.
İlim ve Fikir Topluluğu kurucu başkanı Abdulkadir Çelebioğlu, açılış konuşmasında topluluk ile bilgi verdi:
DOĞRU İSLÂMİYET VE İSLÂMİYET'E LÂYIK DOĞRULUK VE İSTİKAMET
"İlim ve Fikir Topluluğu, kısa adıyla İFT; 'Âhir zamanda üniversite gençliği için İslâmî şuur adına neler yapabiliriz?' diyen bir grup gencin bir araya gelmesi ile kurulmuştur. Yaptığı tüm faaliyetlerinde yalnızca Allah rızasını gözetip gönüllülük esasına dayalı olarak çalışmalar yapmıştır. Üniversitemizin çeşitli fakültelerinden; ilahiyattan eczacılığa, mühendislikten sağlığa, tıptan diş hekimliğine, edebiyattan tüm eğitim fakültelerine yayılan üyeleri ile 'Hangi alanda üniversite okursak okuyalım İslâm bizim dâvamızdır' diyen bir gençlik kitlesine ulaşmış bulunmaktayız. İstifade etmek isteyen herkese kapılarını açan, üye olmadan da derslerine katılmak isteyenlere imkan sağlayan topluluğumuzun en birinci amaçlarından biri de sahîh kitaplardan doğru bilgileri alarak, okuyan, anlayan ve hayatına tatbik eden bir neslin inșa edilmesidir. Bu sebeple 'Doğru İslâmiyet ve İslâmiyet'e lâyık doğruluk ve istikamet' șiârı ile hareket etmekteyiz."
BU ZAMANIN EN BÜYÜK FARZ VAZİFESİ, İTTİHÂD-I İSLÂM'DIR
İttihâd-ı İslâm'ın önemine dikkat çeken Çelebioğlu, "Günümüzde yaşanan zulümler karşısında çıkar yol nedir? Bir mü'min olarak neler yapmamız gerekir?' diye dert edinip, Âlemlere Rahmet olan Efendimiz'in “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücûda benzerler. Vücûdun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” sözleri ile kendimizi hesaba çekmeliyiz. Başta Kudüs, Doğu Türkistan ve tüm mazlum memleketlerdeki zulümleri görüp de sessiz kalamayız. Hem İslâm Âlemi'nin hem de tüm i̇nsanlığın kurtuluș reçetesi, İttihâd-ı İslâm yani İslâm Birliği'dir. Bu sebeple konferansımızın ismini "İnsanlığın Kurtuluş Reçetesi: İttihâd-ı İslâm (İslâm Birliği)" koymuş bulunmaktayız. Huzurun ve sükûnetin tam sağlanması bu birliğin kurulması ile olabilir. İnşaAllah bu günkü konferansımızda bu birliği daha iyi öğrenmiş ve bize düşen vazifeleri de bilmiş olacağız. İslâm Mücâhidi Üstâd Bediüzzaman'ın dediği gibi; "Bu zamanın en büyük farz vazifesi, İttihâd-ı İslâm'dır." Evet, bu farz vazifeyi îfa etmek için her birimiz derecesine göre mes'ûlüz. Hiç şüphesiz iman ediyoruz ki; "İstikbal yalnız ve yalnız İslâmiyet'in olacak. Ve hâkim, hakâik-i Kur'âniye ve imaniye olacak." Sözlerimi şu müjdeleyici ifadeler ile bitirmek istiyorum; "Evet ümidvar olunuz! Șu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm'ın sadâsı olacaktır!" dedi.
İSLÂM BİRLİĞİ'NİN KURULABİLMESİ İÇİN 6 ŞART VAR
"İnsanlığın Kurtuluş Reçetesi: İttihâd-ı İslâm (İslâm Birliği)" konusunda konuşmasına başlayan Sinan Yılmaz Hoca, öncelikle Müslümanların birlik ve beraberliği ile alâkalı âyet-i kerîmeleri, hadîs-i șerîfleri Arapça olarak okuyup sonrasında da açıklamalar yaptı.
İttihâd-ı İslâm için en mühim şeylerin uhuvvet (kardeşlik) ve tesanüd (dayanışma) olduğunu ifade eden Yılmaz, İslâm Birliği'nin kurulabilmesi için 6 şartın olduğunu söyledi ve şu şekilde sıraladı:
1- Bu müthiş maraz-ı ihtilafa karşı birbirinizin kusurunu görmeyerek, yekdiğerinizin ayıbına karşı gözünüzü yumunuz. وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا edeb-i Furkanî ile edepleniniz.
2- Nefsini itham etmek ve nefsine değil, daima karşısındaki meslektaşına taraftar olmak...
3- Kardeşlerinizin nefislerini nefsinize şerefte, makamda, teveccühte, hatta menfaat-i maddiye gibi nefsin hoşuna giden şeylerde tercih ediniz.
4- Kardeşler arasında buna tefânî denilir. Yani birbirinde fâni olmaktır. Yani kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyat ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır.
5- Tesanüdlerini tevazu ile ve mahviyetle ve terk-i enaniyetle takviye etmek gayet lazım ve zaruridir.
6- Risale-i Nur şakirtlerinin tesanütlerine zarar vermek için birbirinin hakkında su-i zan verdiriyorlar. Dikkat ediniz, gözünüzle görseniz dahi perdeyi yırtmayınız. Fenalığa karşı iyilikle mukabele ediniz.
İTTİHÂD VE TESANÜDÜN 4 MEYVESİ
Yılmaz, İttihâd ve tesanüdün 4 tane meyvesi olduğunu şöyle anlattı:
1. Meyve: Tesanüd başarının ve izzetin sebebidir.
Ehl-i hakla ittifak; tevfik-i İlâhînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle… (20. Lema)
2. Meyve: Tesanüd kuvvet sebebidir.
Evet, üç elif ittihad etmezse 3 kıymeti var. Sırr-ı adediyetle ittihad etse 111 kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, 16 kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit 4444 kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi, hakiki sırr-ı ihlas ile 16 fedakâr kardeşlerin kıymet ve kuvvet-i maneviyesi 4000’den geçtiğine pek çok vukuat-ı tarihiye şehadet ediyor.
3. Meyve: Tesanüd kolaylık sebebidir.
Ey ehli hakikat ve tarikat! Hakka hizmet, büyük ve ağır bir defineyi taşımak ve muhafaza etmek gibidir. O defineyi omzunda taşıyanlara ne kadar kuvvetli eller yardıma koşsalar daha ziyade sevinir, memnun olurlar…
Kıskanmak şöyle dursun, gayet samimi bir muhabbetle o gelenlerin kendilerinden daha ziyade olan kuvvetlerini ve daha ziyade tesirlerini ve yardımlarını müftehirâne alkışlamak lazım gelirken, nedendir ki rekabetkârâne o hakiki kardeşlere ve fedakâr yardımcılara bakılıyor ve o hal ile ihlas kaçıyor.
4. Meyve: Tesanüd harici hücumu önler.
Yani hariçteki düşmanların tecavüzlerine karşı, dahildeki adaveti unutmak ve tam tesanüd etmektir. Hatta en bedevî taifeler dahi bu kanun-u esasînin menfaatini anlamışlar ki hariçte bir düşman çıktığı vakit, o taife birbirinin babasını, kardeşini öldürdükleri hâlde, o dâhildeki düşmanlığı unutup, hariçteki düşman def oluncaya kadar tesanüd ettikleri halde…
Konferansa katılan herkese, çeşitli İslâmî mevzûlara dâir broşürler dağıtıldı.