Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nur Sûresi 23-26. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
23 . Şübhesiz ki, (çirkin işlerden) habersiz, iffetli mü’min kadınlara zinâ isnâd edenler, dünyada ve âhirette lâ‘netlenmişlerdir; onlar için (pek) büyük bir azab vardır.
24 . O gün, dilleri, elleri ve ayakları, yapmakta oldukları şeylere dâir aleyhlerinde şâhidlik edecektir. (*)
25 . O gün, Allah onlara hak ettikleri cezâlarını tam olarak verecektir ve (onlar) mutlakā Allah’ın apaçık hak olduğunu bileceklerdir.
26 . Kötü kadınlar kötü erkekler içindir, kötü erkekler de kötü kadınlar içindir (birbirlerine yaraşırlar). İyi kadınlar iyi erkekler için, iyi erkekler de iyi kadınlar içindir (onlar da onlara lâyıktır). Bunlar (o iftirâcıların) söylemekte olduklarından uzak olanlardır. Onlar için bir mağfiret ve (dâimî) güzel bir rızık vardır.
(*) “Eğer insan, enâniyetine (benliğine) istinâd edip (dayanıp) hayât-ı dünyeviyeyi gāye-i hayâl (esas maksad) ederek derd-i maîşet (geçim sıkıntısı) içinde muvakkat (geçici) bazı lezzetler için çalışsa, gāyet dar bir dâire içinde boğulur gider. Ona verilen bütün cihâzât ve âlât ve letâif (cihazlar, âletler ve duygular), ondan şikâyet ederek haşirde (âhirette) onun aleyhinde şehâdet edeceklerdir. Ve da‘vâcı olacaklardır.
Eğer kendini misâfir bilse, misâfir olduğu Zât-ı Kerîm’in (ikrâmı sonsuz olan Allah’ın) izni dâiresinde sermâye-i ömrünü sarf etse, öyle geniş bir dâire içinde uzun bir hayât-ı ebediye (âhiret hayâtı) için güzel çalışır ve teneffüs edip istirâhat eder. Sonra, a‘lâ-yı illiyyîne (en yüksek makamlara) kadar gidebilir. Hem de bu insana verilen bütün cihâzât ve âlât, ondan memnûn olarak âhirette lehinde şehâdet ederler. Evet insanaverilen bütün cihâzât-ı acîbe, bu ehemmiyetsiz hayât-ı dünyeviye için değil, belki pek ehemmiyetli bir hayât-ı bâkiye için verilmişler.” (Sözler, 23. Söz, 113)