Özdemir Özkan'ın haberi
Uygulamayı eleştiren sivil toplum kuruluşları, CHP'li belediyeye, "Otobüsler okul sınıfı değil, halkın ortak kullanım alanıdır. Statükodan vazgeç, özgürlükleri genişlet." çağrısı yaptı.
Mazlum-Der İzmir Şube Başkanı Mustafa Kaylı, belediyenin yönetmeliği keyfi olarak yorumladığını savunarak, "Haksızlığa maruz kalan öğrencilerin büyük bölümü Açıköğretim'de. Bu gençler sokakta nasıl geziyorsa, öyle de kart almaları gerekiyor. Öğrenciler hizmet alan durumunda." görüşünü dile getirdi.
İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da ulaşım taşıtlarından yararlanmanın, üniversite kampüsünde eğitim almak anlamına gelmediğini belirterek, "Bu ayrımcılık, insan haklarına aykırıdır. Kılık kıyafet yönetmelikleri otobüslerde geçmez." şeklinde konuştu. Öztürk, yerel yöneticilere, olaylara özgürlükleri genişletici tarzda bakmaları çağrısında bulundu.
Eğitim-Bir-Sen İzmir Şube Başkanı Abdürrahim Şenocak da uygulamanın dayatma ve yetkiyi ideolojik kullanma olduğunu ifade etti. Açıköğretim öğrencilerinin yaygın eğitim öğrencisi olduğunu, bu kişilerin sınavlara girerken bile başlarını açmak zorunda olmadığını dile getiren Şenocak, "CHP zihniyeti bir taraftan çarşaf açılımı yaparken diğer taraftan öğrencilerimizi mağdur ediyor. Belediyeler sivil kuruluşlardır. Milli Eğitim ve YÖK'ün uyguladığı yasağı, doğası gereği uygulamaması gerekir. Belediye, halkın yanında yer alması gerekirken statüko tarafında olmayı tercih etmiştir." eleştirilerini getirdi.
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) İzmir Şube Başkanı Nurcan Büyük, belediye otobüslerindeki ayrımcılığın 28 Şubat kalıntısı olduğunu savundu ve "Son uygulama, dayatmanın kamusal alandan çıkarak belediye hizmetlerine sıçradığını gösteriyor." tepkisini gösterdi.
Zaman
İlgili Haber: