Tarık Yalçın'ın haberi:
1904’te başlayan Japonya-Rus savaşını, Osmanlı diplomatları bir şekilde izlerken başlangıçta tarafsız bir politika izlenmesi üzerinde durmuşlar, savaşın Japonya aleyhine dönüşmesi üzerine Japonya’ya yardım edilmesi gerektiğini sultan Abdülhamit’e iletmişler.
Japonlara karşı diplomatlarda olduğu gibi aydın çevrelerde de bir sempati gelişmiş o güne ait bazı gazetelerde “Japonlar Türklerden dua bekliyor” şeklinde haberler yapılarak meşhur Japon Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Tago’nun beyanatları gazete manşetlerini süslemiş.
Fakat Abdülhamit, diplomatik ve aydın çevrelerden gelen bu sempatiye daha dikkatli yaklaşarak, iki devlet arasındaki ilişkiyi Rus düşmanlığı üzerine oturtmak istememiş bu nedenle Japonları öven yazıların maksatlı olduğu endişesiyle gazetelere uyarı yazısı göndermişti. Çünkü Ertuğrul faciasından sonra Japonlar, Osmanlı Devleti’nin stratejik önemini iyi kavradıktan sonra büyük devletler gibi kapitülasyonlardan faydalanmak istemişti. Japonya’nın bu isteğini Osmanlı diplomatları kabul etmemiş, iki ülke arasındaki ilişkilerin kültürel ve siyasi düzeyde geliştirilmesine önem vermişti.
Japon imparatorunun ricası üzerine boğazlardan geçecek Rus gemilerine sınırlandırma getirilip, silah sevkiyatının önüne geçilmek istenmişti. Galata kulesinde gözetleme yapması için iki Japon casusuna izin verilerek, hazırladıkları raporların bir nüshasını da padişaha sunmaları istenmişti. Fakat II. Abdülhamit, Rusya ile ilişkilerin Japonya üzerinden bozulmamasına da özen göstererek Rus gemilerine getirilen sınırlandırmanın 1856 tarihli Paris Atlaşması’ndan kaynaklandığını Rus yetkililere ifade etmişti.
Meiji iktidarındaki Japonya’nın savaşı kazanmasından sonra Jöntürkler, İstanbul ve Mısır’da sevinç gösterileri düzenlemişler, hatta Mehmet Akif dâhil bazı şairler, Japonları öven şiirler kaleme aldılar. Mısır milliyetçilerinden Mustafa Kamil, Japonya’nın doğu hakları için bir kurtarıcı rolü üstlendiğini, Japonya’nın kabul ettiği meşruti anayasal yönetime geçilirse Müslümanlarında emperyalizme karşısında alınan zafere ortak olabileceğini söyledi.
1908 isyancı hareketinin mimarlarından Ahmet Rıza, Osmanlı meşrutiyeti fikri olarak Fransa’dan beslenirken pratik olarak kendine Meiji restorasyonunun örnek aldığını söyledi. Japon tarihçilerden Takahashi, A Brief Look at Turkish-Japanese Relations adlı eserinde belirttiği gibi rejime karşı muhalif hareketlerin devrimci bir nitelik kazanmasında, Japonların Ruslara karşı kazandığı zafer bir örneklik oluşturmuştu.
II. Abdülhamit’in Japonlara dolaylı yardımı, Rusların savaşı kaybetmesinde rol oynayarak Rusların kan kaybetmelerine 1878 Osmanlı- Rus savaşından sonra ki çıkışlarında geri atmalarına neden oldu. Fakat Osmanlıdaki iktidar mücadelesi Rusların bu inişinden yararlanamayarak İngiltere ile Rusya arasındaki ittifakı önleyemedi.
Rusya, 1905’te kaybettiği askeri gücü İngiltere ve Fransa’nın yanında yer alarak gidermeye çalıştı. Japonlar, ittihatçılara ittifak teklifinde bulunmuşlar Rusların hem Pasifik hem de Karadeniz’deki gücüne darbe indirmek istemişlerse de, o zamanki yönetimin İngiliz tarafgirliği üzerine bir siyaset izlemesinden dolayı gelen bu teklife sıcak bakılmamıştır.
Osmanlı yöneticileri, Japonlar sayesinde orta Asya Türklerini keşfederek onlarla bağlantı kurdular. Japonlar da, padişahın kendilerine gösterdikleri dolaylı yardımı unutmayarak İslam dünyası ile iyi ilişkiler kurdular. Fakat Abdülhamit’i haklı çıkaran Japonların zaferinin Osmanlı açısından pek olumlu sonuçlar vermeyeceği düşüncesiydi. Çünkü Rus-Japon savaşı hem Abdülhamit muhalifler için ilham kaynağı olmuş hem de Rusların Uzak doğudan çekilerek Balkanlara dönemsine neden olmuştu.
Dünya Bülteni