Japonya depremi ve yaşlanan dünyamız

Dünya, Japonya’da bu sabah saatlerinde 8,9 şiddetinde meydana gelen deprem şokunu yaşıyor

Risale Haber-Haber Merkezi

Dünya, Japonya’da bu sabah saatlerinde 8,9 şiddetinde meydana gelen deprem şokunu yaşıyor. Ölü sayısı konusunda çelişkili haberler gelirken sayının çok olmasından korkuluyor. Deprem sonrası oluşan tsunami önüne gelen her şeyi yıkarken depremle ilgili farklı yorumlar yapılıyor.

Araştırmacı Mustafa Yakutcan, Japonya depremi ile dünyanın artık yaşlandığının bir kere daha görüldüğünü söyledi.  “Yaşlanan dünyamız titriyor” diyen Yakutcan şunları söyledi:

Dünya bugün Japonya’daki şiddetli deprem ve ardından silip-süpüren tsunami haberi ile güne başladı. İnsanoğlu bu kadar şiddetli ve dehşet verici görüntüleri ilk defa canlı yayında izliyor.

Şükredeceğine, teknik ve teknolojisi ile övünen ve şımaran insanoğlunun meydana gelen asrın felaketi karşısında ne kadar aciz kaldığını da bu vesile ile görmekteyiz.

Yaşlı ve yorgun dünyamız zembereğinden boşalmış bir saat gibi değişik bölgelerde sallanıp duruyor. Yerin altı ve yerin üstündekiler iyice harekete geçtiği söylenebilir.
Yeryüzünün farklı kıtalarında yaşanan deprem, tsunami, sel, kasırga veya afetler, karşılaşan insanlara kıyamet sahnelerini yaşatırken, bizler de ekran başında dehşet içinde seyrediyoruz.

Sebebi açıklanamayan, kuş ve balık ölümleri, bir anda oluşan devasa obruklar artık kıyamet işaretleri olarak görülüyor.

DÜNYAMIZIN 13. HAREKETİ!

İlim adamları dünyanın yaratıldığından beri kendine has bir çok hareketleri yapmakta olduğunu söylemekteler.

Bu hareketlerinden birincisi, dünyamızın kendi ekseni etrafında döner ve gece ile gündüz meydana gelir.

İkincisi, Güneşin etrafında elipstik yörüngede sn 30 km hızla yol almasıyla mevsimler meydana gelir.

Üçüncüsü,  Gezegenimiz, Ay’ın çekim gücünden dolayı bu yörüngede az da olsa salınım hareketi yapar.

Dördüncüsü, kutuplardan geçen eksen boyunca devam eden, bir salınım için tam 26 bin sene geçmesi gereken “Prezisyon” hareketi.

Beşincisi, dünyamızın kutup eksenleri boyunca,  Ay’ın çekim gücünden dolayı 18,5 yılda bir görülen hafif bir falso.

Altıncısı, ekvator düzlemi ile yaptığı 23,27’lik eğilim açısının değişimidir. (Gelecek asırlarda eğilim açısının biraz daha azalacağı söylenmektedir.)

Yedinci hareketi, “eksantrisite değişimi” de denilen arzımızın Güneş etrafındaki yörüngesinin elips eksenlerin değişiminden ileri gelir.

Sekizinci hareketi, “perihelion değişimi” gezegenimizin Güneşe en yakın olduğu noktanın devamlı değişmesidir.

Dokuzuncu hareketi, özellik Jupiter ve Venüs ile diğer gezegenlerin çekim gücüyle arzımızın hareketinde meydana gelen değişiklik.

Onuncusu, Güneş sistemimizle birlikte, bu sistem dışındaki diğer sistemlerin çekim güçleri sebebiyle yıllık dolanımlarında görülen farklılıklardır.

Onbirincisi, bir defa daha aynı noktadan geçmeyeceği Dünyamızın Güneş sistemi ile birlikte Herkül takım yıldızına doğru belirli bir yörünge boyunca hareketidir.

Onikincisi, içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinin bir devrini 200 milyon yılda tamamlayabildiği ve saniyede 250 km’lik bir hızla yaptığı dönüş hareketidir.

YAŞLI İNSANLARIN TİTREDİĞİ GİBİ…

Dünyamız bir taraftan Herkül takım yıldızına doğru yol alırken bir çok hareketi de sessiz sedasız milyonlarca yıldır devam ettirmekte.

Geçtiğimiz yüzyıl sonunda, Kolombiya, Meksika, Los Angales, Afganistan, Atina, Taywan ve ülkemizde ardı arkasına meydana gelen depremlerle sarsıldık. Bu asrın başında ise Pakistan İslamabat’ta, Hindistan’da, Endonezya’nın Sumatra adasında, Çin Siçuan eyaletinde, İran’da, Haiti’de, Şili’de meydana gelen depremler ve sonucunda yaşanan tsunamide on binlerce insan hayatını kaybetti.

Diğer taraftan Dünyanın farklı yerlerindeki volkanlar da faaliyete geçmiş. Birkaç gündür de Hawaii’de Kilauea volkanı lav püskürtmeye başlamıştı.

Kıtalar daha bir harekete geçti. Arzımız, üzerinde birikmiş eracif yüklü ağırlığı arada bir silkelerken, içindeki enerjiyi volkanların ağzından boşaltıyor. Benzetmek gerekirse, nefes alırken sanki vücudundaki bazı uzuvları oynayan bir canlı gibi. Kıtaların birbirine geçerken dehşet verici gıcırtıların meydana getirdiği kıpırdamaları!

Sarsıntıları gezegenimizin 13’üncü hareketi olarak ilave etsek yanlış olur mu bilemiyorum.

Nasıl insanoğlu yaşlanınca elleri titremeye, bazı uzuvları kontrolsüz hareketler yapmaya başlar, aynen öyle de yaşlanan ve yolculuğunun sonuna doğru yaklaşan dünyamızda bu çeşit hareketlenmelere daha sıklıkla karşılaşacağımız muhakkak.

Analiz Haberleri