Ahmet Turan Söyler'in haberi
Japonya, 11 Mart'ta 9 şiddetindeki dünyanın 5. büyük depremiyle sarsıldı. Deprem kuşağında yaşayan Japonların depremi "ucuz atlattıkları" düşünüldüğü an, bu sefer ülkeyi beklenen de büyük olan dev tsunami dalgaları vurdu. Binlerce Japon ölürken, bir o kadarı da kayboldu. Tsunaminin vurduğu bölgede, hayat durma noktasına geldi. Şoku atlatamayan Japonlar, yeni kabusu nükleer santralin patlamasıyla yaşadı. Şiddetli deprem ve tsunaminin zarar verdiği Fukuşima nükleer santralinde radyasyon sızıntısı başladı ve insan sağlığını tehdit eder seviyeye ulaştı. Nükleer santralin işletmecisi Tokyo Elektrik şirketi santralin soğutularak tamamen kapatılmasını 6 ile 9 ayda gerçekleştirmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Reaktörlerin soğutma sistemlerinin felaketten etkilenmesinden bu yana görevliler reaktöre giremezken, nükleer santrale robot gönderildi. Radyasyon sızıntısının ardından panik yaşayan insanlar, radyasyona karşı koruyucu iyot almak için kuyruğa girdi. İnsanların panikle iyot tabletlerine hücum etmesi üzerine, iyot tableti satan firma ve eczanelerin stokları tükendi. İnsanlar radyasyondan korunmak için uğraş verirken, ismini duyduğumuzda ister istemez tedirgin olduğumuz akreplerin radyoaktiviteden en az etkilenen canlılardan biri olduğu belirtiliyor.
İnsan organizmasının radyasyona direncinin 600 rads dolayında olduğunu belirten araştırmacılar, hastalıklara karşı müthiş bir bağışıklık sistemine sahip olan akreplerde ise direnç seviyesinin 40 bin ile 150 bin rads’a kadar yükseldiğini dile getiriyor. Akreplerde bulunan zehrin kuvveti ile radyasyona olan direnci arasında bağlantı kuran araştırmacılar, zehir oranı arttıkça radyasyona karşı direncin doğru orantıda yükseldiğini ortaya koyuyor. Akrebin kanının alyuvarlara sahip olmadığı için kırmızı değil beyaz olduğu kaydedilirken, bir çeşit seruma benzeyen bu kanın, atom bombardımanının yol açtığı yaraların kapanıp, hücrelerin yeniden üremelerine imkân sağladığını ifade ediliyor. Akrep zehrinden üretilmesi beklenen antinükleer aşı ise başta Japonlar olmak üzere tüm insanlığın umudu olacak.
Gördüğümüzde bizleri korkutan, zararlı gibi gözüken bu ilginç hayvan, Yüce Yaratan'ın hikmetini, tabiattaki dengeyi bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
TANK GİBİ KORUNAKLI
* Akrep çelik zırhla kaplı korunmuş gerçek bir tanktan farksız.
* İki gün su altında hiç hava almadan kalabilir. 3 yıl boyunca hiçbir şey yemeden hayatta kalabilir.
* Derin dondurucuda 24 saat kaldıktan sonra bile canlılığını sürdürür.
* Yüce Yaratıcı tarafından bahşedilen müthiş bir bağışıklık sistemine sahip.
* Radyasyona dirençlidir. Zehir oranı arttıkça radyasyona direnci de artar.
* Kanı beyazdır. Bu serum atom bombardımanının yol açtığı yaraların kapanıp, hücrelerin yeniden üremelerine imkân sağlıyor.
Yeni Asya