İnsanlar yoldan çıkmazlar aslında, Gittiğimiz yer, her zaman gitmemiz gereken yerdir...
Son bir kaç yıldır hepimiz evden uzakta yaşıyoruz hepsi bu! Misafirliği bitenin başına taş, toprağına çiçek, peşinden su dökmemiz, sadece bir uğurlama merasimi...
"Bir rüya gördüm" demeyi gerçekten hakkedenler, bunu diyecek kimseyi bulamazlar. Zîrâ; çevresindeki herkes uyanmıştır... Rüyadayken, senin gibi rüyadaki birine sen rüyadasın diyebilenler, ancak alimlerdir...
Hayatını almaya adayanların gideceği yer ödeme yeri olduğu gibi, vermeye adayanların gideceği yer elbette öde-n-me yeri. Bir nun farkıyla hayata sarılır insan...
Gücünü zaaflarından almak ve hata yapmaktan korkmayıp arayanın, belki bulacağı doğru, hata yapmayı insan olmanın şanı saydıran vesveseye kurban gidenlerin asla bulamayacağı şeydir. Buna göre; bakış açımıza, açı kazandıran, bakış açımızdan daha değerlidir, varacağımız kapıya bilet keserken...
Kovandaki arı, balı da bilir peteği de, kovanda olduğunu da, dünyadaki biz şeytanı da biliriz iradeyi de, imtihanda olduğumuzu da. Bazen hepsini unutup "şeytan niye var? " diye, soran var! Bilmezler; her vesveseyle imanlı ballar yapalım diye bizi hakikat çiçeklerine kovaladığını... Çok mu iddialı? Korkmayın! İçinizde olmayanı dışarı çıkaracak sanat, şeytanda bile yoktur...
Küçük kabirlere büyük insanların sığdığı orandadır, küçük bedenlere büyük ruhların sığması. Aynı oran küçük kalplere dağlar gibi imanın sığmasına da işaret eder. İnsanların gözünde büyüyen Allah'ın gözünde küçülmez, insanların gözünde büyümek isteyen içindir aynı oran...
"Bir kazanım mı değerlidir, onu elde ettiren mi?" Diye çıkıp sorsaydı biri, hazine değil, ilim çıkardı listebaşına... Bilseydik böyle, define için kabirlere koşacaktık...
Her nefesimiz bir tesbih tanesi gibi! Geriye attığımız her tane hayat, elimize aldığımız fırsat, sıradakiler ise tane mi imame mi şekli belirsiz... Tesbihi bitirmek için çekeriz, aldığımız nefesi de vermek için, imamesi saklı bir hayatın tanelerini çekiyor ve ölüme doğru adım atıyoruz her nefeste. Tesbihi boş çekmek ne kadar ahmakça ise, aldığımız nefesi zikirsiz vermek de ona kıyas değil mi?...