Değerlerin ve güzelliklerin, tarihi olmaz. Tek güne veya haftaya sığdırılmaması gerektiğine inanıyorum.
Tıpkı kadınlar günü gibi.
Sembolik de olsa, bu incitici bile olabiliyor kimi zaman.
Bu konu da diğer konular gibi sulandırılıyor(muş) gibi gelir bana.
Maşallah... Sosyal medyada, kadınlar günü mesajlarını okuyunca hayli etkilendim.
Hiç ummadığım insanlardan, hiç umulmadık ifadelerin gelmesi şaşırtıcı olduğu kadar güzeldi.
Gayet veciz, derin ve dolu ifadelerle bizi onore etmişler... Sağ olsunlar var olsunlar...
Ama şöyle de bir gerçek var ki; istesem de göz ardı edemiyorum:
Malesef her kadın bazıları gibi şanslı değil.
Acımasızca, vara-yoğa dayak yer.
Hırsını ve hıncını alamayanlarca öldürülür.
Adam (insan) yerine konmaz.
Konuşunca adı "geveze"ye, yürekli olunca "erkek fatma"ya, fedakâr olursa "ezik"e, sen bilirsin dediğinde "cahil"e çıkar.
Güzel giyinir suç, kötü giyinir paspal, temiz-titiz olur takıntılı, boşlarsa pasaklı derler...
Oysa biz bir tarağın dişleri gibiydik...
Bir elmanın öteki yarısıydık... Kalbe mukabil kalp idik...
Resulullah'ın (asm) Hz. Fatıma'ya buyurduğu gibi "Babasının anası"ydık...
Rabb'imin erkeklere emanetiydik...
Duası Cennet'e yol olan, rızalığı iki dünyada abad eden, ana, bacı, eş, evlat, arkadaş, kardeş idik.
Dar günleri paylaştığımız fedakârlar değildik sadece, keyifli zamanlarda; "siz gidin, eğlenin, gezin" diyenler idik.
Evet. Kadın sadece erkeğin değil, aynı zamanda kendi hemcinsinin de imtihanı olabilir. Bunu da unutmadık.
Biz; Hz. Hatice'den sabrı, fedakârlığı, yanında olmayı, çok zengin iken, fakir ama dolu dolu sevmeyi öğrendik.
Naz, niyaz bereketi Hz. Aişe'den; tatlı tatlı nazlanmayı, azıcık şımartılmayı, belki kıskanmayı, arada bir Peygamber dahi olsa, "Beni seviyor musun Ya Rasulullah?" sorusu karşısında: "İlk günkü gibi Ya Aişe" cevabını duymayı bekledik.
Gözünün nuru, en sevgili emaneti ve hatırası Hz. Fatıma'ya "Babasının anası" iltifatına mazhariyeti, kendi babalarımız da söylesin, gönlümüzü hoş etsin diledik.
Firavun zulmüne rağmen, ibadetini ve analığını ötelemeyen saraylarda esaret hayatı yaşayan Hz.Asiye, milletinin ayıplaması, dışlaması karşısında Hz. Meryem, Hz. İbrahim'e eş ağırlığı ve meşakkatine eyvallah diyen Hz. Hacer'leri okurken, öğrenirken, o mübareklerden ibret almaya çalıştık.
Peygamber ahlakı, Muhammed'i (sav) sevgi ile bakılsın, değer verilsin istedi, bozulmamış fıtratımız.
Bilenlere, unutmayanlara, uygulayanlara selâm olsun...