Ömer Çelebi’nin haberi:
RİSALEHABER-Nur İlim ve Eğitim Vakfı Bediüzzaman Said Nursi’yi anma programları kapsamında “Akıl Kalp Dengesinde Bediüzzaman” konulu konferans düzenledi. Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde tertiplenen programa Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Mehmet Fırıncı, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve çok sayıda nur gönüllüsü katıldı.
“KADINLARIN RİSALE-İ NUR’LARA DAHA ÇOK TEVECCÜH ETMESİ TESADÜFİ DEĞİLDİR”
Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinde bulunan acz, fakr, şefkat ve tefekkür tarikinin çok önemli rolünün olduğunu belirten Tarhan; “Risale-i Nur’u okumayı ve öğrenmeyi tercih eden, Risale-i Nur metoduyla Kur’an ve iman hakikatlerini öğrenip Allah’a ulaşmaya çalışan insanların özelliklerini değerlendirdiğimizde bu özellikleri taşıyan insanların tefekkür yolunda, şefkat yolunda acz ve fakrını bilerek bulunmaları çok önemli. Şefkat konusunda kahraman olan kadınların Risale-i Nur’a daha çok teveccüh etmesi de tesadüfi değildir” şeklinde konuştu.
“KÜÇÜK SÖZLER BAŞTAN SONA ACZ VE FAKR’DAN BAHSEDİYOR”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan konuşmasına şöyle devam etti:
“Bediüzzaman’ın meslek ve meşrep olarak acz, fakr, şefkat ve tefekkür yolunu seçmesi çok manidar. Küçük sözlere baktığımızda baştan sona acz ve fakr’dan bahsediyor. Enaniyeti ve kibiri terbiye etme konusunda acz ve fakr yoluyla tasavvufun yaptığını yapmaya çalışarak akıldan kalbe doğru yolculuğunda önemli bir açılım getirmiştir. “
“BEDİÜZZAMAN AKILLA KALBİ BİRLEŞTİRMEYİ ŞEFKAT VURGUSU YAPARAK ÖNEMLİ ÖLÇÜDE BAŞARMIŞTIR”
“Diğer yol ise şefkat yolu. Dikkat ederseniz sevgi demiyor. Risale-i Nurlar’ın belli yerlerinde muhabbet bahisleri var ama Üstad daha çok şefkati ön plana çıkarmış. Çünkü şefkatin içerisinde sevgiden farklı olarak bir iyilik yapma arzusu var. Sevgide ise tek başına iyilik yapma arzusu yok. Psikologların çoğu sevgiyi methediyorlar aslında sevgi nesnesi çok önemli, neyi sevdiğiniz önemli, sevgi nesnesinin dışında sevdiğiniz kişiye iyilik yapma düşüncesinin olup olmaması önemli. Eğer bu varsa işte şefkat oluyor. Bir insanı ondaki çıkarınızdan dolayı seviyorsanız ki o da sevgidir ama bencilce sevgidir. İşte Üstad Risale-i Nur’da da bu tarz muhabbetten bahsediyor. Akılla kalbi birleştirmeyi de şefkat vurgusunu yaparak önemli ölçüde başarmıştır. “
“BEDİÜZZAMAN ÜÇÜNCÜ BİR YOL YAPMIŞ”
“Filozoflar akıl yolunu kullanıyor, tasavvuf mesleği kalp yolunu kullanıyor. Bediüzzaman ise üçüncü bir yol yapmış. Bediüzzaman’ın Risale-i Nurla yaptığı bu üçüncü yol çok önemli. Mevlevilik güzeldir deniliyor, dönüyorsunuz, aşkı yaşıyorsunuz fakat Mevlana’nın kırk gün çilehanesinde kalıyorsunuz. Uyumamak için elinize çivi gibi bir şey batırıyorsunuz. Böyle çileli bir yoldan sonra Mevlana’nın makamlarında ilerleyebiliyorsunuz. Bu zamanda bunu kaç kişi yapabilir. İşte bunun içinde Bediüzzaman’ın kısa yol bulması gerekiyordu bu da bahsettiğimiz üçüncü yoldur. Bediüzzaman bu yolda akıldan kalbe doğru bir yolculuk yapmayı öğretiyor.”
“BU ÜÇÜNCÜ YOL PEYGAMBER YOLUNUN BU ZAMANDAKİ VERSİYONUDUR”
“Bediüzzaman’ın açtığı bu üçüncü yol peygamber yolunun bu zamandaki versiyonudur. Onun alternatifi değildir. Onun bu çağa uygun hala getirilmesidir. Öz aynıdır, sadece metodolojiyi değiştirmiştir. Hakikat yolu olarak bunu açmıştır. Bu nedenle bugün Bediüzzaman’ın vefatının 53. sene-i devriyesini yaşadığımız bu günde yeni bir baharın oluşması insanları geleceğe daha güzel daha ümitle bakmaya sevk ediyor. Başta Üstad Bediüzzaman olmak üzere onun yaşadığı dönemde çileli hayatı yaşayan diğer tüm ağabeyleri rahmetle, minnetle yad ediyorum.”