Bu gece Kader gecesi...
Gök delinip yere inmiş bu gece...
Ufukta sayısız delikler açılmış... Her birinden ince ince ışık sızıyor...
Sayısız yıldız gibi ışıyorlar...
Aralarda bildiğimiz yıldızlar, iri ve parlak gözlerini huriler gibi kırpıştırıyorlar...
Bu gece gökte sayısız delikler açılmış...
Melekler içeri sızıyorlar...
Ufukta sayısız ışık huzmesi... Kubbenin deliklerinden sızan güneş gibi gökten yağıyorlar...
Göğün yuvarlağı merkeze kıvrılmış; elsiz, ayaksız...
Melekler akın etmişler...
Her an yeni bir delik daha açılıyor, bir ışık daha beliriyor... Gök kubbenin koyu, lacivert yüzünden beyaz ışıklar sızıyor...
Melekler bu gece yeri ıslatıyorlar...
İri gözlü huriler göz kırpıyorlar... Yıldız akıtıyorlar...
Eski yıldızlar kırpılmışlar, sayısız ışık göğün deliklerinden sızıyor bu gece...
Melekler, ellerinde nurdan haleler taşıyorlar...
Yok mu isteyen, yok mu isteyen...
Bulutlar zikir çeker gibi hırıltıyla eşlik ediyorlar...
Daha da açılıyorlar, halka genişliyor da genişliyor...
Sayısız ışık, sayısız delikten yere düşüyor; bulutlar tüm damlalarını bırakıyorlar...
Bin gecenin yıldızları bir gecede düşüyor...
Serin ve emin bir ıslaklık kaplıyor...
Rüzgar esiyor, her yere dağılıyorlar...
Yok mu isteyen...
Işık...
Daha fazla ışık...