. Anlamı:
Birtakım zamanlarda mesai yapanlara, normal zamanların birkaç katı fazla ücret verilir. Bazı olayların yıldönümleri ikramiye günleridir. Bazı krallar tahta çıkışları ya da işbaşına gelince cülus bahşişi dağıtırlar. Bazan genel af ilân edilir ve çok büyük cezalar dahi bağışlanır. Bazı pazar, panayır ve yerlerde yüzdeyüzleri çok âşan kârlar sağlanır... Bütün bunlar bizim Kadir Gecesi gibi zamanları anlamamızda sadece bir fikir verebilirler. Çünkü o gecenin sahibi Sanî`dir, Cevvâd`dır, Kerim`dir, Gaffâr`dır...
O`nun hazinesi, cömertligi, keremi, bağışlaması başkalarınınkine benzemez. O, insanlara göre ne kadar büyükse, O`nun bahşişi ve affı da onlanrinkine göre o kadar büyüktür. Hazineler O`nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de O bilir. Işte Kadir Gecesi, O`nun Muhammed Ümmetine bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir. Bu, ayrıca Allah (cc)`in kullarına ne kadar acıdığını ve kurtuluşlarını nasıl istediğini de gösterir.
2. Mahiyeti ya da "Kadr" ne demektir?
Arapça bir kelime olan "Kadr"; aslında güç yetirme demek olmakla beraber, hüküm, takdir, şeref, ululuk ve tazyik anlamlarına da gelir.
Hüküm anlamını düşünmekle Kadir Gecesine, hüküm ve takdir gecesi denir ki, Duhân sûresinde geçen, "Kur`ân`ı Kerim`in indirildiği, büyük işlerin belirlenip hükme bağlandığı..." söylenen gece buna işaret eder. Ancak Kur`ân`ı Kerim olaylara göre yirmi üç küsür senede indiğine göre, Kadir Gecesinde indirilmesi, topluca dünya semasına indirilmesi demektir.
Şeref ve ululuk anlamını taşıması, bu gecenin bin aydan daha şerefli ve daha büyük olduğu veya kadri kıymeti ve şerefi olmayan birisinin dahi o geceyi ihya etmekle şeref ve değere kavuşacağı içindir. (Kurtubi, XX/131)
Tazyik anlamına gelmesi ise, o gece meleklerin inmesi ile yeryüzünde büyük bir izdiham ve daralmanın olmasındandır. Bu ayrıca, sonu kurtulus olan büyük ve şerefli olayların, büyük şiddet ve baskılar sonucu olabileceğini de gösterir. Kadir Gecesi`nde bu üç anlam da vardır ve "Kadir Gecesi" tabirinin sûrede üç yerde tekrarlanması buna işaret ediyor olabilir.
3. Zamanı:
Cuma gününde "Icabet Saati", ameller içerisinde Allah`ın rızası, günahlar içerisinde gazabı, Kıyametin kopma zamanı, insanın nerede ve ne zaman öleceği, beş vakit namaz içerisinde "Vüstâ" namazı, Allah`ın isimleri içerisinde "Ismi Azâm"ı, kulları içerisinde salih ve veli kulu gizlendiği gibi Kadir Gecesi`nin hangi gece olduğu da gizlenmiştir.(bk. Kurtubî XX/137) Bunun hikmetlerinden birisi, insanların ona güvenip diğer zamanlarda isyana dalmamaları, bir diğeri de yine buna bağlı olarak, Kadir Gecesine tesadüf etme ümidiyle bütün bir Ramazanı ihya etmelerini istemek olabilir. Ama yine de en sağlam rivayetler onun Ramazan`da ve Ramazan`ın da yirmiyedinci gecesinde olduğuna işaret eder.
Çünkü "Kadir" suresinde Kur`ân-ı Kerim`in Kadir Gecesinde indirildigi, Bakara suresinde de Ramazanda indirildigi bildirilir. Demek ki, Kadir Gecesi Ramazan içerisinde bir gecedir. Gerçi birçok sahabi ve büyük imam Kadir Gecesinin Bedir Savaşı günü olan Ramazan`ın onyedinci gecesi, ayrıca yirmi, yirmibir, yirmiiki... yirmidokuzuncu gecesi olduğunu rivayet etmişlerdir, ama yirmiyedinci gecedir diye rivayet edenler daha açık ve daha çoktur. Diğerlerinin rivayetlerini, o seneki Kadir Gecesi`nin o güne rastladığı şeklinde anlamalıdır.
Kadir sûresinde üç defa tekrarlanan "Leyletü`l-Kadr - Kadir Gecesi" ifadesinin harflerinin toplamının yirmiyedi etmesi, kezâ aynı surede Kadir Gecesini gösteren "Hiye - o" zâmirının surenin yirmiyedinci kelimesi olması da buna işaret ediyor olabilir. Allah Rasûlü`nün Ramazanın son on gününü itikafa girip cehd ve gayretle geçirmesi, Kadir Gecesinin hem o günlerde olduğuna, hem de kesinlikle bir geceye tahsis edilemeyeceğine işaret eder. Zaten Allah Rasûlü "Kadir gecesi bana gösterildi de sonra unutturuldu" buyurur.
Kadir Gecesi Kur`ân-ı Kerim`in indirildigi gece olduğuna göre o bir kez olmuş geçmiştir diye akla gelebilir. Ancak Kadr sûresinde, "o gece melekler iner de iner..." denmesi, "inmiştir" denmemesi onun tekerrür ettiğini gösterir. Öyleyse bunu; Kur`ân`ı Kerim indigi için o gece Kadir Gecesi oldu, şeklinde değil de, Kur`ân`i Kerim`in inmesi Kadir Gecesine rastladı şeklinde anlamalıdır.
Şah Veliyyullah`a göre ise Kadir Gecesi ikidir; biri bütün sene içerisinde, diğeri ise Ramazanın son on günü içerisinde saklıdır (Sah Veliyullah Dehlevi, Hüccetüllah`i1-Baliğa, N/55).
Kadir Gecesinin bir takım işaretlerinin olduğu da söylenmiştir. Gece, saf, sakin ve ay varmış gibi aydınlıktır. Çok soğuk ve çok sıcak olmayıp mutedildir. Sabahında güneş göz kamaştırmayıp, şekli belli olarak ay gibi ve soluk doğar, kızarık doğar (bk. Ibn Kesir, Kadir suresinin tefsiri)
4. Niçin Bin Ay?
Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır denilmesi, bin ayın onun hayrının ölçüsünü vermesi için değil, hayrının çok fazla olduğunu göstermek içindir. Çünkü "daha hayırlı" olunca, onun hayrının bin ayla beraber dahasının, yani fazlalığının da olduğu anlaşılır. Işte bu fazlalığın miktarını ancak Allah (cc) bilir. Bununla beraber "bin ay" denmesi konusunda bazı rivayetler de vardır.
Müslümanların eski Israil Ogullarından bir erin bin ay cihad etmesine, ya da dört kişinin seksen yıl (yaklaşık bin ay durmadan ibadet etmelerine gıpta etmeleri, veya Allah Rasûlü`nün kendi ümmetinin ömürlerini kısa görüp bu kısa ömürde yeterli ahiret azığı hazırlayamayacaklarından endişe etmesi, "Bin Ay" denmesinin sebebidir. Böylece Allah (cc), Elçisi Muhammed (sav)`i ve onun ümmetini mükafatlandırmıştır denir. (Bu rivayetler için bk. Elmalılı, Kadir suresinin tefsiri)
5. Nasıl Değerlendirilir?
Kadir Geceşinin Muhammed (sav) ümmeti için , Arafe ve cuma da dahil, bütün gün ve gecelerden üstün olduğunu hemen herkes kabul etmiştir. Ancak Allah Rasulü`nün kendisi için Miraç Gecesi daha üstündür (Elmalılı, VNI/5983). Öyle ise böyle bir geceyi değerlendirmenin kazancı da elbette çok büyük olacaktır. Allah Rasûlü: "Kim inanarak ve sırf Allah rızası için Kadir Gecesinde kalkarsa geçmiş günahları bağışlanır" (Buharî, iman, 1/15) buyurur.
Demek ki, bu geceyi değerlendirmenin birinci şartı kalkmak, yani uyumamaktır. Kalkılıp ne yapılacağı konusunda bir tahsis yapılmamıştır. Namaz kılmak, Kur`ân okumak, dua etmek ve tefekkürde bulunmak sünnetle sabit olan şeylerdir. Allah Rasulü bunların hepsini yapmıştır (bk. Elmalıli, VNI/5982). Ramazanın son on günü gelince o geceyi ihya eder, çoluk-çocuğunu kaldırır ve ibadet konusunda çok gayret gösterirdi. (Ibn Kesir, Kadir suresinin tefsiri)
Keza, Ramazanın son on gününde itikafa girmesi de Kadir Gecesi`ni bulmaya ve ihya etmeye yönelik bir sünnettir. Bu yüzden hepsinden bir parça yapmak belki en güzelidir. Aişe (ra) validemiz Allah Rasulüne (sav) Kadir Gecesi`ne rastlanıldığında ne söylenmesi gerektiğini sormuş ve: "Allahümme inneke afüvvun tuhibbül-afve fa`fü-annî: Allah`ım, Sen çok bağışlayıcisin, afvi seversin, beni bağışla" (Müsned, VI/182) de, cevabını almıştır.
Demek ki o gecede yapılacak duaların en güzeli bağışlanma isteğidir. Yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmak, o geceyi ihya etmek anlamına geleceğinden asgari olarak bunu yapmalıdır. Allah Rasulü belki de buna işaret etmek için, "Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan ondan nasibini almıştır" buyurur (Kurtubî, XX/138)
Bununla beraber Ramazanın her gecesinde yapılacak bu duanın çok büyük bir ihtimalle Kadir Gecesine rastlayacağından, kabul olması kuvvetle umulur. Bu yüzden, "ondan mahrum olan, çok büyük bir şeyden mahrum olmuştur." buyurulur. (İbn Kesir, Kadir suresinin tefsiri)
Ayrıca insanın bu müstesna gün ve gecelere saygısınin ifadesi olarak Ramazan`da diğer bütün günlerden daha gayretli, Kadir Gecesinde ise Ramazandakinden de daha gayretli olması gerekir. Hatta Kadir Gecesinin gündüzünü dahi diğer günlerden daha çok dua ve ibadetle geçirmek sünnet, bütün müslümanların sorunları için çare duasında bulunmak müstehaptır. (Nevevî, E1-Ezkar, 163)