"Siz Kadir Gecesi'ni ramazanın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız." (Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216)
Kadir Gecesi'nin vakti takvime bağlı değil, gizlidir. İlk ayetler ramazanın yirmi yedisinde indirilmiştir, ama ondan sonra gelen Kadir Gecelerinin de ramazanın yirmi yedisinde olma zorunluluğu yoktur. Önceki günlerde veya sonraki günlerde olabilir. Mesela, geçen sene ramazanın on dokuzunda olan Kadir Gecesi bu sene yirmi beşinde olabilir. Allah, bu gecenin yerini, hikmeti gereği ramazan içinde değiştirmektedir.
Bazı şeylerin gizli olması kıymeti içindir. Ayrıca ona benzeyen her şeyi onun kıymetine yükseltir. Şöyle ki;
- İnsanlar içerisinde veli gizlidir. Bundan dolayı herkesi veli bilmek gerekir.
- Cuma gününde saat-i icabe dediğimiz bir vakit var. Bunda yapılacak dualar kabul olur. Gizli olmasından cumanın her anını bu vaktin değerine yükseltir.
- Ömürde ecel gizlidir. Böylece her anımızı “ölebiliriz” endişesiyle geçirir, günahlardan uzak dururuz.
- Kainatın ömründe kıyamet gizlidir.
- Kadir Gecesi ramazan içerisinde gizlidir. Böylece her ramazan gecesi kadir derecesinde bilinsin ve ihya edilsin.
Fakat bütün bunlarla beraber, Peygamberimiz (asm) bazı işaretlerde bulunmuşlardır.
“Kadir Gecesi'ni ramazanın son on beşinde, özellikle son on günde ve özellikle tek gecelerde arayınız.”
diye ümmeti biraz aydınlatmıştır. Şayet açık açık söylemiş olsaydı, o zaman Allah’ın hikmetine zıt olurdu.
Zamanın ve mekânın, kendilerinde meydana gelen mübarek hadiseler ile keyfiyet kazanmaları mümkündür. Mü'minlerin indinde, Kâbe-i Muazzama en mübarek mekândır. Zira Allah Teala (cc) O'nu, bütün mü'minlere kıble olarak tayin etmiştir. İrfan ehlinin "On bir ayın sultanı." olarak ifade ettikleri, Ramazan-ı Şerif ayı da mübarek bir zamandır. Bu ayda, hak ile batılı birbirinden ayıran ve hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim indirilmiştir. Bu hakikat;
"O sayılı günler Ramazan ayıdır ki, Kur'an o ayda indirilmiştir. Kur'an insanlara mahz-ı hidayettir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, orucunu tutsun." (Bakara, 2/185)
ayet-i kerimesi ile sabittir. Bu levh-i mahfuzdan indirilme hadisesi, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi 'nde olmuştur. İmam-ı Kurtubi:
"Kur'an-ı Kerim'in Ramazan-ı Şerif ayı içerisinde indirildiği Allah Teala (cc)'nın "O Ramazan ayıdır ki, Kur'an onda indirilmiştir." kavli ile sabittir. Kadr Suresi'nde ise, Kur'an'ın Kadir Gecesi 'nde inzal buyurulduğu, kat'i olarak haber verilmiştir. Bu nassları esas alan Ehl-i Sünnet'in müctehid imamları, Kadir Gecesi 'nin Ramazan-ı şerif ayı içerisinde olduğunda icma etmişlerdir."(1)
diyerek, bir inceliğe işaret etmiştir. Bazı kaynaklarda, İmam Ebu Hanife'nin şu tesbitine yer verilmiştir:
"Kadir Gecesi Ramazan ayındadır. Fakat sabit değil; kah takaddüm, kah teahhur eder."(2)
Ramazan-ı Şerif ayının her gecesini, "Kadir Gecesi olabilir" zannı ile değerlendirmek sünnete uygundur. Hz. Abdullah İbn-i Ömer (ra)'in:
"Resul-i Ekrem'e (asm) Kadir Gecesi’nden soruldu. Bunun üzerine Peygamberimiz Efendimiz (asm)
'O, her Ramazan-ı şerif ayındadır.' cevabını verdi." (3)
dediği malumdur. Sahih hadis mecmualarında, Resul-i Ekrem (asm)'in Ramazan-ı şerif ayında mescidde itikafa girdiği haber verilmektedir. Her sene, farklı zamanlarda itikafa girmesi, Kadir Gecesi'ni araması ile ilgilidir. Fukaha Kadir Gecesi'ni aramanın müstehap olduğunda ittifak etmiştir. Feteva-ı Hindiyye'de:
"Kadir Gecesi 'ni aramak müstehaptır. İmam Ebu Hanife'ye göre; Kadir Gecesi Ramazan ayının içerisindedir. Fakat onun hangi gece olduğu bilinemez. Bazen ileri geçer, bazen geri kalır. İmameyn'e göre; Kadir Gecesi Ramazan ayının içerisindedir. Gizli olan muayyen bir gecedir. İleri geçmediği gibi, geri de kalmaz. O geceyi aramak sünnettir." (4)
hükmü kayıtlıdır. Ramazan ayında Müslümanların; hem bedenlerinin zekâtı olan oruc ibadetini eda etmeleri, hem bin aydan hayırlı olan geceyi (Kadir Gecesi 'ni) aramaları gerekir.
Dipnotlar:
1) İmam-ı Kurtubi, El Camii Li Ahkamu'l Kur'an, Kahire: 1967, XX/136.
(2) İmam-ı Kadıhan, El Feteva, Kahire: 1282, I/190.
(3) İmam-ı Beyhaki, Es-Sünenü'l- Kübra, Haydarahad: 1350, IV/307.
(4) Şeyh Nizamüddin ve Heyet, Feteva-ı Hindiyye, Beyrut: 1400, I/216.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet