(Gazze'ye insani yardım götüren İHH Gemisi Mavi Marmara'da yazarımız Mustafa Özcan da bulunuyordu. İsrail saldırısından kısa bir süre önce gemide yaşananları anlatan Mustafa Özcan'dan diğer yolcularla birlikte o andan itibaren haber alınamaz oldu. Özcan olanları hissetmiş olacak ki yazısının son cümlesini şöyle bitiriyor: "Bindik bir alamete gidiyoruz Gazze'ye! Dualarınızı esirgemeyin." İşte o yazı... Risale Haber)
Özgürlük Kafilesi ile birlikte Gazze yolundayız. Son menzile de girdik. Akdeniz ortasında demirledikten sonra birkaç gün bekledik ve pazar günü (30/05/2010) yolculuğumuzun son ve zor safhası için yeniden demir aldık. Mavi Marmara yeniden harekete geçtikten sonra ikindi namazını eda ettik ardından sıra akşam namazına geldiğinde bütün kafileyi bir süpriz bekliyordu.
Kafilede çelebiliği ile dikkati çeken Hıristiyan ruhanilerden Helorion Kabotchi'nin de akşam namazı için saf düzeni aldığı ve cemaate iştirak ettiği dilden dile aktarılmaya başlandı. Kimileri bu heyecanla birlikte geminin güvertesine doğru koşuşturmaya başladı. Kimse bu istisnai anı kaçırmak istemiyordu. Herkes bu manzarayı görmek istiyordu. Ben de koşturanlar arasındaydım. Gerçekten de cemaatın ortasında bir sandalye üzerinde saf tutmuştu. Kimse bu işe bir anlam veremiyordu. Kimisi bunu Müslümanlığına yoruyordu. Cemaate iştiraki karine ve hatta delil olarak algılanıyordu. Kimisi de Müslüman olmasını temenni ediyordu. Gerçekten de gördüğümüz manzara göz yaşartıcı idi. Cemaatin ortasında huşu içinde toplu ibadete iştirak ediyordu. Flaşlar art arda patlıyordu.
Hilarion Capucci Filistinli bir ruhani ve 32 yıldan beri ülkesinden uzakta yaşıyor ve Vatikan'da görev yapıyor. Diğer Filistinliler gibi sürgün hayatında. Daha önce Kudüs başpiskoposluğu görevini deruhte etmiş. İşin güzel tarafı bizimle birlikte Gazze yolculuğunda bulunması. Onun ötesinde bu kutlu cemaate iştirak etmesi. Bu istisnai hadiseyi yorumlamak elbette kolay değil. Bazılarının hafsalası almıyor ve adamın samimiyeti ve mahviyeti de yüzünden okunuyor.
Capucci'yi o vaziyette cemaatin ortasında görünce aklıma daha önce Bediüzzaman'ın tespiti ve ifadesi aklıma geliyor: Müslüman İseviler. Benim de bu başlıklı bir eserim yayınlandı. Ve orada bu tanıma uyan bazı somut örnekleri anlatıyordum. İşte bir başka canlı örneği Gazze Özgürlük kervanında yaşıyorduk. Gerçekten de Kudüs yolunda İseviyetin ahirzaman diliminde alacağı şekle ve tabloya uygun bir biçimde İslamiyete ittiba ettiğini ve namazda uyduğunu görüyoruz. Tam da Mehdi ile Hazreti İsa'nın anlatıldığı tablodaki gibi.
Bilindiği gibi, Kudüs'te buluşacak olan Mehdi ile Hazreti İsa hadislerin diliyle sabah namazında biraraya geliyor. Ve Mehdi geri geri çekilerek İsa Aleyhisselam'a yer açıyor ve imamete buyur ediyor. Hazreti İsa ise 'Sizler birbirinize imamsınız' diyor ve Mehdi'nin gerisinde saf tutuyor. İşte bu müteşabih anlatımının sembolik bir tezahürünü Kabotchi'nin Özgürlük Kafilesinde imamının arkasında akşam namazını kılmasında görüyoruz. Bu da Kudüs yolunda gerçekleşiyor. Böylece Peygamberimizin bir beşareti ve müjdesi de gemide gerçeklemiş oluyor. Belki daha büyüğü Kudüs'te de yaşanacak.
Evet, Hıristiyan İseviler cereyanı gittikçe büyüyor. Bunu Gazze yolunda gördük ve Kudüs yolunda daha büyük çapta göreceğimizden şüphe edilemez. Bu yazıyı sözkonusu manzarayı yaşadıktan sonra sıcağı sıcağına ve ale'l acele yazıyorum. Yolumuz Gazze ve yarın ne ile karşılaşacağımızı bilemiyoruz. Bindik bir alamete gidiyoruz Gazze'ye! Dualarınızı esirgemeyin. (Pazar; 30/05/2010).