Kahramanlar Çıkagelir

İsmail BERK

Çıkageldi, bir hizmetin inayet muştularıdır. Bir hizmetin keramet halkalarıdır. Birer ihsan, birer tahdis-i nimet kabilinden.

Çıkageldi, hizmetin kutsiyetinin sırlı dünyasıdır. İlahi mehabetin, ahirzaman dervişleri olan sıddık Süleymanlar’a ve onların Üstadı Bediüzzaman'a reva görülen eziyetlere karşı birer inayet meleğidir.

Çıkageldi, bir çağın tevafuklar romanıdır. Bir hizmet destanının sühuletli ve menfilikten uzak sırren tenevveret halkasında yeşeren fidanların sessiz büyümesi ve fıtri meyve verene kadar geçen muvafık tutumların tamamıdır.

Çıkageldi, "tahdis-i nimet" kabilinden gelen ilahi ikramlar, teşvikkar lütuflar ve cesareti/metaneti temin eden "kuvvet-i zahr" teşriflerdir.

Çıkageldi, bir hizmetin anatomisini teşkil eden ilahi tasarrufun ve "samimiyetin kerameti" olan ihlasın beklenmeyen anda tezahürüdür.

Çıkageldi, bekleyen ile beklenen aynı karede,duyguda ve fikirde birbirinde fani olmanın getirdiği tesanüt tarifleridir ve hidayet takdimleridir.

Çıkageldi, bekleyen zatın huzuruna erişme vuslatıdır. "İhtiyaç anında" hizmete koşma ve talipli olma fedakarlığıdır.

Çıkageldi, dağbaşında imdada yetişen sadıklar silsilesidir. Muhibler faziletidir. En zayıf halde ve acz içinde çırpınırken bir şefkat tecellisi ile şefkat mesleğine mazhar olmaktır.

Izdırari bir halde, çaresizsinizdir. Hedefinizden vazgeçmeye niyetiniz yoktur. Ancak takatiniz yetmiyor, acizsiniz, içinizdeki metanet "Devam" diyor. İhtiyaçlarınız var, karşılayamıyorsunuz ve kelimenin tam anlamıyla hiç bir imkanınız kalmamış iken ihlaslı bir yalvarış ve sığınma ile Rabbiniz çareyi ihsan eder ve istediğiniz, daha doğrusu ihtiyacınız olan çıkagelir.

Bir faaliyet yapmak istiyorsunuz. Duyan ve danıştıklarınızın ekserisi gevşek ve biraz da itidal çağrısı yapar gibi. Sanki savaşa gidiyormuşsunuz gibi tavsiye sağanağı ve "aman ha" dikkati içinde girişimi yavaşlatan bir söylem ve "Acaba" ile başlayan üstüne vazife olmayan bir sorgulama. Hatta dudak ucuyla bunu itimat ettiği bir kaç kişiyle paylaşıp kıskançlığı devşiren bir şüphe bulutuna teşebbüsü kurban etme çabası sessizce yürürken, bir bakarsınız yorgunluğunuza çare, derdinize merhem olacak müteşebbis ruhlar çıkagelir. Size/faaliyete bakar, hemen anlar, omuz verir, hemen harekete geçer ve yükün altına girer. Böylece birler dizilir aynı çizgide. Herkes çıkagelmiştir. Ve şahs-ı manevi şahs-ı nevi olmaktan çıkarak büyüyen dairenin büyüyen halkaları inkişaf ettikçe nurani inşirah yeni kalpleri içine almış ve onlar da çıkagelir artık.

Aşkınız var, aşkınızın peşindesiniz. Bu hal cismani bir varlığın ötesinde fiziğin kalıplarını aşmış boyutta. Siz fıtratınızın heyecanıyla yoğrulurken yok olmaya talipsiniz. İsm-i Azam’ınızla yaşamak duasındasınız. Eğitiminizi ve çevrenizi, fikrinizi ve fırsatlarınızı ve ailenizi buna göre dönüştürme niyetinde ve planındasınız. Bunun için "Hayır" demeyi öğreniyorsunuz. Kayıplarınızı kazanç kabul ediyorsunuz. Odaklısınız ve ihlasla sebat ediyorsunuz. İşte bu demde ve kıvamda piştiğiniz kadar, hamlığınız gittiği kadar istekleriniz çıkagelir. İhtiyaçlarınız çıkagelir. Çözümleriyle, ihsanlarıyla ve vesilelerle birlikte. Siz yapmadığınıza, sadece istihdam edildiğinize inandıkça taleplerinizin takdir edilen karşılığı çıkagelir. Çözümler çıkagelir. Menfilikler avdet eder, kaçar bu diyardan. Yalnızlığınız bereketiniz, garipliğiniz, fırsatınız, yokluğunuz varlığınız olur. Zihin çıkagelir. Kalp koşarak, beden coşarak ve hakiki dostlar kaynaşarak çıkagelir.

Kendinizden küsersiniz, nefsinize kızarsınız, kusurlarınıza dahil olmadan medet istersiniz, pişmanlığınızı her daim yaparsınız, inkişafı için melce ve mence olan Rabbiniz’e ait olursunuz. Bu hal dışarıdan böyle anlaşılmaz. Hatta sosyal bir pencereniz varsa, herkes o pencere kenarına gelip sizi o karede görmek ister veya bakarken aklından ve niyetinden geçirdiğini size yapıştırır. Pencereyi görmekle pencereye yerleşen veya boş olan kare arasında zihni t/akıntı ile bağ kurar.

Ama bu hakikat değildir.

Ene, vahid-i kıyasi ile varlığın sahibine yaklaştıkça, anladıkça, zahirperestler/fiziki okuma ve merak sahipleri nezdinde riskiniz arttığı gibi muvaffakiyetinizi de sizden bilenlerin kıskançlığı depreşir.

Tam bu minvalde; acz ve fakr içinde şefkat ve tefekkür yolunda ilerledikçe o yolda bir çok rehber, öğretici, refik, dost, kardeş, talebe çıkagelir. Muhabbetle kucaklar. Yol yola revan olur, gün güne kavuşmak için geceyi gündüz yapar ve her şey onun taht-ı tasarrufunda çıkagelir.

Böylece kainat ihtizaza gelir, melekler alkışlar. Ve memat hayat olur, şevk bineğine biner çıkagelir.

Onu beklersiniz, hazırlığınız ona göredir. Çünkü size söz vermiştir. Ama gelmez. Umutlarınız azalır. Randevunuz karşılık bulmaz. Üzülürsünüz. Hatta alınırsınız. Planladığınız görüşme veya işbirliği de gerçekleşmez böylece. Sonra unutulursunuz. Ya da özür dileme ile telafi edilir. Genellikle imkan ve fırsat tarafı, bir anlamda etkili ve yetkili olan sorumsuz davranır ve sizi önemsemez, ya da size vakti olmadığını söyler, modern çağın yalanı olarak ta çok yoğun olduğunu söyler durur, kibarca atlatır.

Bütün bu süreçler, içinizdeki tutkuyu büyütür ve size yar olmayan, kıymet bilmez çevreden ve nadanlıklardan kopup, kendinizle kalmayı sabretmeyi ve minnetsiz/beklentisiz yürümeyi başarırsanız, yeni fırsatlar çıkagelir. Bir de bakarsınız beklediğinizden ötesi çıkageldi. Böylece bir ızdırap, bir teselli ile çıkagelir. Bir hal çaresi ümitle çıkagelir.

Dua, talep ister. Talipli talebiyle ne kadar sıkı ve samimi bir beraberlik ihlasında ise, netice o kadar fıtri ve kalıcıdır. Talep bazen talipliyi de katar içine, talipli talep olur, kendinden vazgeçer, kendine değil davasına ait olur. Sonuç mutlaka bir şekilde çıkagelir. İstenen, çıkageldi olur bir gün. Bugün, dünya veya ahiret günüdür. Rıza dairesinde bir hareketin/amelin neticesi ve mükafatı o an bile içindedir. Ayrıca bir başka gelişmeye bile ihtiyacı yoktur. Buna rağmen çıkagelir inkişaflar, yeni kabiliyetler ve sırren tenevveret içinde ruhani haller ve kalbi inşirahlarla dolu fütuhatları.

Bu yüksek manalar çıkagelirken, hemen ölçülecek ve istatistiğe dökülecek, bilançoya yansıyacak ve sayıya tahvil edilecek kadar sathi nazarların eseri değildir. Hemen görünmemeleri, alemi kuşatan sırrın keşfindeki nuraniyettendir.

Kalpten kalbe inen nur ve ilka edilen hidayet tamamen bir takdir-i ilahi ve bir başka duanın kabulü ile eşleşen bir tevfiktir ve devamında muvafıklıktır ki, muvaffakiyet bunun filizlenen kısmıdır. Yansıyan vaziyetidir.

Ümit çıkagelir, kendisini sebatla bekleyene.

Hüzün çıkagelir, masumiyetle onu yoğurana. Ve hüzün şefkatle yoldaş olur döner zevk-i ruhani yaşatır çıkagelen özel misafirlerine.

Hizmet çıkagelir, şedd-i rahl edene. Hayatı fikirleri için hakir görene.

İhlas çıkagelir, sırf rıza dairesinde  için çırpınanlara. Sadece doğruyu takdim edene. Sabredip neticeye razı olana. Teveccüh peşinde koşmayana. Mensup aramayana. Sermayesiz yaşayana. İstiğna ile derinleşip ızdırabına kelepçe vurana. Himmetine kamçı vurana.

Dostluk çıkagelir, dostluğu Halilullah olanlara. Haliliye mesleğinde "en civanmert arkadaş, en takdir edici yoldaş" olanlara.

Mutluluk çıkagelir, ruhani lezzetin imbiğinden vicdani hasılatını geçirenlere. Akıl nimetinden insanlık için istifade edenlere. Takdir ve teşviki fazlasıyla yapanlara. İltifatı ve irtibatı taçlandıranlara. Her şeyinin yokluğunu bilenlere

***

Kahraman aramadığımız bir çağdayız. Tarihte de hep böyle olmuş. Çünkü kahramanlar çıkagelir.

Kahramanlar, istisnai birer ruhturlar. Ama mananın emrinde birer ordu gibidirler.

İşte Isparta Kahramanları, bu destanın cumhuriyet dönemi manevi mimarlarıdır.

Husrev, Hulusi, Hafız Ali, Binbaşı Asım bey, Tahiri, Bayram, Sungur, Zübeyir, Ceylan v.d. saff-ı evvel ağabeyler bilinmeden Türkiye’nin kahramanlık envanteri çıkarılabilir mi?

Üstadın yalnızlık dönemi olan Çamdağı’nda, çıkagelen Süleyman, sadık ve sıddık bir kalitenin ihtiyaç anında görev ifasına talebe oluşudur. Talep etmesidir. Talipli kalışıdır.

***

Önümüzdeki hafta Isparta haftasıdır. Isparta kahramanlarına bir teşekkür borcumuzu ödemeye gideceğiz. Kahramanların varisleri ile beraber olacağız. Başta, bütün dünyadaki Ispartalılar olmak üzere herkes bu kahramanlık mirasını duymalı.

Isparta, “Isparta hükümeti”/valisi ile birlikte Isparta Kahramanları Sempozyumu tertip ediyor.

Güller arasında bir gül, o gül bizim gülümüz, gül-ü Muhammediden bize hatırlatma yapan şehirdeyiz.

21-23 Aralık’ta Isparta’da, Isparta Kahramanları sempozyumu ile yeni bir sayfa açılacak.

Çıkagelenlerin hikayeleri tarihin asil sayfalarından okunacak.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.