Akşam ezanı okunmaya başlamıştı. Etraf kararmıştı iyice. Sesi de güzeldi müezzinin. Kaptırmıştı kendini o güzel kelimelerin ahengine. Sanki tüm dünyayı çağırıyordu namaza. Bir süre sadece dinledim sevgilinin huzura çağrılış fermanını…
Yavaşça yerimden kalktım. Seccadeye doğru yöneldim. Büyüklüğünü haykırarak durdum sevgilinin huzuruna. Kemer beste-i ubudiyetle…
Şuan tüm evrenin yaratıcısının karşındaydım. Hayatımın, nefes alışımın, kalp atışlarımın, ayakta durmamın, sahip olduğum duyguların ve her şeyimin sebebi, tüm kainatın patronu…
Heyecanlandım. İçimin titrediğini ve vücudumun karıncalandığını hissettim. Nasıl bir lezzetti bu böyle?
Söylemek istediğim çok şey vardı. Nerden başlamalıydım bilmiyordum. Dudaklarımdan usulca ayetler süzülürken, içimden haykırdım;
Hayatımı güzelleştiren ve acılarla değerini arttıran Yaratıcım!
Hoşuna gitmeyecek çok şey yaptım. Beni çok defa huzuruna çağırdığın halde gelmediğim zamanlar oldu. Nasıl yaptım, hangi kafayla, hangi duygusuzlukla yaptım bilmiyorum. Pişmanlıklarım çok. Başkası olsa gidemezdim kapısına, ne yalvaracak, ne de af dileyecek bir şansım olmazdı. Yine günahlarla, pişmanlıklarla, hatalarla geldim. Tek ümidim Rahmetin ve sahip olduğun o büyük şefkatin.
Ey yüklerimi hafifleten Rabbim.
Kendi kendime zulmettim. Kendime acımadım. Ve hayatımı yaptıklarımla ve sensizlikle çekilmez ağır bir yük haline getirdim. Altında ezileceğimi bile bile her gün yeni bir dünya daha yükledim bu aciz bedenime. Yüküm gittikçe ağırlaştı. Sıkı sıkıya sarıldıklarım beni birer birer terk edişini seyrettim. Bitkin ruhum daha da ezildi bu yükün altında.
Ahh şu sırtımdaki kıymetliler ahh…
Ey şefkati sonsuz Rabbim;
Şimdi şu saçma hayatıma bakıyorum da, ne kadar çok sensiz yaşamışım. Ne kadar çok seni görmezlikten gelmişim. Hatta bazen bunu bilerek ve isteyerek yapmışım bunu. Sen yinede kabul ediyorsun bu kulunu, senden her vazgeçişimde, benden vazgeçmediğini göstererek. Sen nasıl büyük ve şefkatli bir yaratıcısın ki, seni her ne kadar unutsam da, bana şans tanıyorsun. Sahip olduklarımı hak etmediğim halde, beni nimetlendirmeye devam ediyorsun.
Nasıl af dilesem senden? Nasıl yalvarsam sana? Nasıl makbul olur bu yakarışlarım? Nasıl gösterebilirim seni çok sevdiğimi?
Sanırım secdeye gitme vakti geldi… STarg