Kalp dostu kuruyemişler

Haftada 1 kez düzenli fındık, ceviz ve badem tüketenlerde kalp damar hastalığı gelişme riskinin yüzde 8.3

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Fındık Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Asım Örem, haftada 1 kez düzenli fındık, ceviz ve badem tüketenlerde kalp damar hastalığı gelişme riskinin yüzde 8.3, haftada 4 kez tüketenlerde ise yüzde 35-40 azaldığını söyledi.
   
Prof. Dr. Örem, fındık, ceviz ve badem gibi ağaçta yetişen sert kabuklu meyvelerin insan sağlığına son derece olumlu etkilerinin olduğu belirtti.
   
Bu ürünlerin sağlık açısından yararlarının belirlenmesi noktasında çok sayıda araştırma yapıldığını vurgulayan Örem, şunları söyledi:
 
 ''Bu konuda yapılan çalışmaların sonucu olarak, söz konusu ürünleri haftada 1 kez düzenli tüketenlerde kalp damar hastalığı gelişme riski yüzde 8.3, haftada 4 kez tüketenlerde ise yüzde 35-40 azalıyor. Ayrıca, bu ürünleri daha sık tüketenlerin az tüketenlere göre şeker hastalığı gelişme riski de düşüyor. Fındık, ceviz ve badem gibi meyvelerin tüketiminin günlük diyetimizin vazgeçilmez bir parçası olması gerekir.''
   
Ürünleri tüketim şeklinin de önemli olduğunu bildiren Örem, ürünlerin aperitif olarak, öğle ve akşam yemeklerinden 1.5-2 saat önce alınmasının iştahı azalttığını, bunun sonucu olarak da ana öğünlerin daha hafif geçtiğini ifade etti.
    
''HER ÜÇ ÜRÜNDEN BENZER ORANDA ALINMALI''-
    
Bu ürünlerin özellikle salata ve tatlı türleri ile karıştırılarak farklı lezzetler oluşturup hayat boyu tüketilmesinin önemli bir yol olduğunu ifade eden Prof. Dr. Örem, şunları vurguladı:
   
''Fındık, ceviz ve bademin farklı özelliklerinden dolayı fayda sağlıyor. Bu nedenle haftalık tüketimde her üçünden benzer oranlarda alınması gerekir. Günlük tüketilecek toplam miktar yaklaşık 40-50 gram olmalı, aşırı tüketim (yaklaşık 80 gramın üzeri) kilo aldırabilir. Bu tip aşırı tüketimlerin genellikle yemek sonrası yapılması ve beraberinde fazla alkol alınması olumsuz etkiyi artırıyor. Halkımızın bu ürünlerin tüketimi konusunda düzenli ve devamlı eğitime ihtiyacı var. Bunun ulusal sağlık politikası bünyesinde sağlıklı yaşam ve hastalıklardan korunma başlığı altında işlenmesi gerekir.''
   
Prof. Dr. Örem, bu tip bir diyet şeklinin, kan yağları yüksek kişilerde veya kalp hastalarında kullanılan ilaçların yerini alamayacağını ve hekimlerin verdiği ilaçların bundan dolayı kesilmemesi gerektiğini vurguladı.
ObjektifHaber

Tefekkür Haberleri