Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yaptığı “Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2003-2013” sonuçları ilk ve son yıl verileri ile özetlenerek aşağıda sunulmuştur:
En fazla memnun olunan kamu hizmeti %79 ile asayiş olup, asayişi %76 ile ulaştırma, %75 ile sağlık, %70 ile eğitim ve sosyal güvenlik hizmetleri izlemektedir.
Memnuniyet oranının en düşük olduğu alan %53 ile adli hizmetlerdir. Adalet ile ilgili hizmetlerdeki %31’lik “fikri yok” da diğer hizmetlere nazaran yüksektir.
Kamu hizmetlerinden memnuniyetin artmasının ardındaki gelişmeleri rakamlarla açıklamak daha makul olacağından bu yazımızda ulaştırma hizmetlerindeki bazı istatistikleri irdeleyeceğiz.
Son 12 yılda havayolu ile iç hatlarda taşınan yolcu sayısı 9, dış hat hatlarda ise 3 katına çıkmıştır.
Havaalanlarımızdan iç hatlarda taşınan yük 4 katına, iç-dış hat birlikte 3 katına yükselmiştir.
Bu gelişmeler devletin hukuki ve fiziki alt yapıyı hazırlaması, gerekli uçuş güvenliğini ve serbest rekabet ortamını sağlaması sayesinde gerçekleşmiştir.
Aşağıdaki tablo ise 12 yılda teknik kapasitenin nasıl yükseldiğini göstermektedir.
Demiryolların da 1.047 km’lik yeni hat döşenmiş, taşınan yük miktarı da %82 artmıştır.
Demiryollarında taşınan yolcu sayısındaki 26,6 milyon kişilik azalmayı da;
· 67,5 milyonu iç hatlarda
· 48,2 milyonu dış hatlarda olmak üzere hava yolu taşınan yolcu sayısındaki toplam 115,7 milyon artış ile açıklamak mümkündür.
İnsanımız uzun ve meşakkatli tren yolcuğu yerine kısa ve daha rahat, ayrıca karayolu taşımacılığı ile mukayese edildiğinde çok da pahalı olmayan hava yolu taşımacılığına yönelmiştir.
Bu da insanımızın refah seviyesindeki artışa işarettir.
Hava yolu ve demiryollarındaki alt yapı iyileşme ve gelişmesini karayollarında da görmekteyiz:
Son 12 yılda araçların kat ettiği mesafe 2 katına çıkarken; karayolu ile yolcu taşımacılığı (yolcu-km) %64, yük taşımacılığı (ton-km) ise %48 artmıştır.
Karayollarında taşınan yolcu ve yük taşımalarının artmasına rağmen ölüm sayısının azalmış olmasını; karayolu taşımacılığında en fazla artışın otoyollarda olması ve alınan güvenlik tedbirleriyle, kamuoyunun bilgilendirilmesiyle açıklanması mümkündür.
Bu konulara girmiş iken trafikteki ahvalimize ilişkin birkaç şey söylemeden geçemeyeceğim.
İbrahim Akgün Beyin ifade ettiği bir husus vardı: Trafiğe çıkalım bakalım, ne kadarımız Müslümanca tavır içindeyiz!
Kendisinin belki birkaç dakikalık önceliği için başkalarının kaza riskini artıranlarımız, daha büyük araçların kendinden küçük araçlara yüklenişi/sıkıştırışı, hem suçlu hem güçlü dolmuş, taksi ve dahi otomobil sürücülerimiz ile sağlıklı bir toplum fotoğrafı vermiyoruz maalesef.
Bu tavırları insanımızın ekonomik güç ve güveninin artması, bireyin güçlenmesi gibi eğilimler ile açıklamak yeterli ve belki de uygun değildir. Bunun adı bencilliktir, enaniyettir, kibirdir, gururdur.
Konuşurken mangalda kül bırakmayan; karıncayı incitmeyen, yaradılanı Yaradandan ötürü seven bizler, trafik de nasıl oluyor da birer canavara dönüşebiliyoruz.
İnsanlığımızı ve Müslüman kimliğimizi, arabanın dışında bırakıyor ve öldüresiye bir yarışa giriyoruz sanki…
Allah’ım Sen’den yollarda sabır diliyorum.
Yol vermenin, bir başkasının yolunu-yolculuğunu kolaylaştırmanın sadaka hükmünde olduğu idrakini ve buna uygun davranabilmeyi talep ediyorum.
Cennetin anahtarının yol vererek önlediğimiz bir kaza nedeniyle bazılarımıza takdim edilmesi imkân ve ihtimal dışı mıdır?