Türkiye'nin en büyük onkoloji hastaneleri arasında yer alan ve 2020'de hizmete başlanılan merkezde, kanser hastalarına rutin tedavileri uygulanırken hastalıklarını unutmaları için birçok aktivite düzenleniyor.
Kök Hücre ve Aferez Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt'un eşi Özlem Ünal Erkurt tarafından geçen yıl kurulan Kiraz Çiçeği Şefkat Eli Uğraşı Terapi Merkezi'nde hastalar için satrançtan ahşap boyamaya kadar birçok faaliyet düzenleniyor, hastaların ihtiyaçları da yine terapi merkezine bağış yapan Türk Kızılay ve hayırseverler tarafından karşılanıyor.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre ve Aferez Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, AA muhabirine, hastane bünyesindeki terapi merkezinin bir ilk olduğunu söyledi.
Hastaların kemoterapi almadığı ve enfeksiyona maruz kalmayacağı dönemlerde terapi merkezindeki faaliyetlere katıldıklarını anlatan Erkurt, şunları söyledi:
"Müzik, resim, el işi, ahşap ve çeşitli terapilerle hastaların kafalarının dağılmasını sağlıyoruz. Rahatlamaları ve hastalıklarından başka şeyler düşünmelerini istiyoruz. Burada öğrendiği uğraşlarını taburcu olduktan sonra eve gittiğinde devam ettirmelerini sağlıyoruz. Burada müzik aletleri var, bazen müzik bölümü hocalarımız gelip hastalara eğitim veriyor. Satranç takımları var, personelle satranç oynuyorlar, resim yapıyorlar. Bu terapiler gelişmiş ülkelerde kanser tedavisinin bir parçasıdır. Biz gelişmiş büyük bir ülke ve merkeziz. Türkiye'nin en büyük onkoloji hastanesiyiz."
"Hastalarımızı burada mutlu oluyor"
Kiraz Çiçeği Şefkat Eli Uğraşı Terapi Merkezi'nin kurucusu Özlem Ünal Erkurt da daha önce yakalandığı hastalık döneminde böyle bir merkezin eksikliğini duyduğunu anımsatarak, rahatsızlığını atlattıktan sonra merkezin kuruluşunda öncü olduğunu ifade etti.
Onkoloji hastalarının iyileşme sürecinde moral ve motivasyon ile sosyal aktivitelerin tedavi reçetesinde yer almasının önemli olduğunu vurgulayan Erkurt, şöyle devam etti:
"Rektörümüz ve başhekimimiz beni kırmayıp bu odayı bize verdi. Ben de elimden geldiğince hastaların hem fiziksel ihtiyaçlarını hem de kültürel anlamda kitap, satranç, enstrümanlarla kafalarını dağıtmaları için aktivitelerle doldurmaya çalıştım. Pandemi sürecinde çok fazla bunu yapamadım. Uygun olan hastalarımız burada bulunabiliyor. Hastalarımızı burada mutlu oluyor."
Hastalar memnun
Hastanede tedavi gören lösemi hastası Harika Şebnem Akşit ise bir yıl önce ablasından yapılan nakille iyileştiğini, şubat ayında ise hastalığının nüksetmesiyle tekrar tedaviye başladığını söyledi.
Hem tedavi gördüğünü hem de terapi merkezinde zaman geçirdiğini dile getiren Akşit, şunları kaydetti:
"Bu odaya gelince aktiviteler yapıyoruz. Hastaların terlik, çamaşır, battaniye gibi ihtiyaçları da karşılanıyor. Burada yaptıklarımızla hastalık durumundan biraz olsun uzaklaşıyoruz, moral ve motivasyon olarak çok iyi geliyor. Farklı bir ortama giriyoruz ve bu bize çok iyi geliyor. Hastane odasından çıkıp buraya adım attığımızda bambaşka bir dünyaya girmiş oluyoruz. Buranın atmosferi hastane odasına göre çok farklı. Buradaki rengarenk çiçekler bile içimizi ferahlatıyor ve bize moral veriyor."
aa