Çorlu'da özel bir firmada yönetici olarak çalışan Semih Aktolun'a 2,5 yıl önce akciğer kanseri teşhisi konuldu. Ev kadını Dilek Aktolun ile evli, Nilüfer Duru ve Elif Su adında iki kız çocuk babası Semih Aktolun, aylarca tedavi gördü ancak cumartesi günü hayatını kaybetti. Dilek Aktolun, 7 yıllık eşini, çocuklarıyla birlikte gözyaşları arasında toprağa verdikten sonra evine döndü. Eşinin hastalığı sırasında kendisini iyi hissettiği dönemlerde aldığı defterde kızlarına notlar yazdığı aklına gelen Aktolun, defteri okuduğunda eşinin kendisi ve kızı Elif Su'ya ayrı ayrı mektup yazdığını gördü. Eşinin yazdığı mektupları ilk kez ölümünden sonra okuyan Aktolun, gözyaşlarına boğuldu.
Ahireti unutmayın!
Semih Aktolun, eşine yazdığı mektupta, "Karıcığım, Allah'a emanet olun. Yas tutup karalar bağlamayın. Hayat devam ediyor ama çok kısa. Kıymetini bilin. Ahireti unutmayın. Seni çok sevdim. Üzdüğüm zamanlar için hakkını helal et. Hep mutlu olmanızı istedim. Bana çok iyi baktın. Allah, senden bin kere razı olsun. Şu gurbet elde vatanım, arkadaşım, dostum, yoldaşım oldun. Seni, sizi yalnız bırakacağım için özür dilerim. Allah'ım ne derse razıyım. Allah'ım şehitlik mertebesi verir inşallah. Haram yemedim, yedirtmedim. Sizleri çok sevdim. Her ayrılık erkendir. Zor olan gitmek mi, kalmak mı" ifadelerine yer verdi.
Namaz kıldım, Kuran okudum
Aktolun, küçük kızı Elif Su'ya yazdığı mektupta ise, "Elifim, sen bizim asi ama çok akıllı kızımızsın. Çok sevimlisin. Sana masal anlatmak, senin de masal dinlemen, dinlerken uyumanı çok seviyorum. Ben bu sabah biraz erken kalktım. Namaz kıldım, Kuran okudum. Annenin de yanında oturdum. O uyuyordu. Annenizi çok seviyorum. O, çok merhametli, vefalı ve akıllı bir kadın. Güzel olduğunu söylemiyorum. Çünkü görüyorsunuz. On beş tatilde sizinle İstanbul'da akvaryuma gittik. Çok eğlendiniz. Size verdiğimiz sözleri tutmaya çalışıyoruz. Siz de iyi insan olun, birlik olun, inançlı ve dürüst olun. Sana doyamıyorum kızım" dedi.
Eşinin yazdığı mektupları okuyan Dilek Aktolun, 2,5 yıl süren tedavisi sürecinde çok acılar çektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Eşimi kaybettiğim ilk gün üzerimde bir rahatlama oldu. Çünkü son zamanları çok acıyla geçmişti. O gün onun o acılardan kurtulduğunu bildiğim için rahatlamıştım ve tüm gün cenazede onca insanın bizimle birlikte gördüğümde çok mutlu oldum. Acaba Semih şimdi burada olsa bana ne söylerdi? İnsanlara ne söylerdi diye düşündüm. Toprağa verdikten sonra eve geldik. Hastalığı süresince de kızlarına iki tane küçük defter almış. Kendini iyi hissettiği zamanlarda Nilüfer Duru'ya ve Elif Su'ya ayrı ayrı yazılar yazıyordu. Bu defterleri alıp okumak istedim. Sonra bu defterlerden birinin orta sayfasına bana bir mektup yazmıştı. Diğer mektupların hepsinde tarih ve saat yazılıydı ama bunda tarih ve saat yazılı değildi. Anladım ki, aslında bu mektup bugün için bana özel yazılmıştı ve Allah eve gelince onu bulmamı nasip etti. Okudum. Çok duygulandım, gururlandım. Semih hep kendinden sonra çocukları için dik durmamı isterdi. Bu mektupla o gücü yeniden kendimde buldum." Yeni Akit