Kanuni dostumuz da silkinsin bir bakalım.
Ortalıkta dolaşan yalanları yakalım.
Bir bakın aziz dostum site tam ısınıyor.
Muhabbet âşıkları, buna çok seviniyor.
Ta Kanun’dan gelmişsin bu hizmet sahasına.
O kavrulan çöllerden, Nurların vahasına.
Kanun değişse bile; hak, hukuk baki kalsın.
Bütün dostlar birlikte, Nur deryasına dalsın.
Uzak durmak gerekir, tarafgirlik gölünden.
Şeytanı melek gören, kavurucu çölünden.
Doğru nerden gelirse, bizler sahip çıkarız.
Bir yalan harmanını, bir doğruyla yakarız.
Elbette kardeşleri hep etmeliyiz ikaz.
Aziz dostum bunları huzur ve şevk ile yaz.
Biz bakmayız kimseye, bizim pusulamız nur.
Yanlış yapan her kimse, bizden bulamaz destur.
Kanuni’nin kanunu, uymalıdır vicdana
Bir hakikat var ise, feda etme devrana.
Dersi Üstad’tan aldık, Hakkın hatırı ali.
Feda etmem kimseye, tercih etmem hayali.
Ne kadar himmet ehli uzansa iyi olur.
Kardeşler tesanütle; huzur, saadet bulur.
Şiir olmazsa yazı, artık sen de gir safa.
Emin ol bazıları, asla gelmez insafa.
Artık beklemeyelim, geçiyor yıllarımız.
Uzatalım aşk ile birleşsin ellerimiz.
Her müstaid ağabey, kulvarında çalışsın.
Nurun kahramanları hep hizmette yarışsın.
Bu ‘’teşrik-ül mesai’’, Üstad’ımdan vasiyet.
Ben şahsen asla demem:‘’Bir kurtulsun vaziyet.’’
Emin olun işine bakarsa her müstaid.
Tüm dünyaya yayılır, milyonlarca genç Said.
Mesailer bir tanzim edilebilse eğer.
Bu Nur kahramanları, bütün dünyaya yeter.
Nimete hamd olmazsa, kesilir, etmez devam.
Bunları sen bilirsin, haydi bir haykır: Davam.
Allah’ın bahşettiği nimetlere hamd olsun.
Bu köşeler; kardeşlik, hizmet, muhabbet dolsun.
Rabbimin kanununa, uyarsak bize yeter
Başkasının rızası, binlerce dertten beter.
Gönlün çok rahat olsun, kalemi al eline.
Çöz o kelepçeleri, yol ver nurlu diline.