Orta yaşlılar hâtırlar mı, bilmiyorum? İlkokullarda, alfabe’nin zihinlere yerleştirdiği ba’zı parçalar vardı. “Uyu, uyu, yat uyu!” gibi millî hasletimizi pekiştiren öğütler; “Karga karga gak dedi!” gibi hikmet hazînesi ibâreler kim bilir kaç neslin hâfızalarına kazınmıştı!
O metinlerde kargaların budalalığından bahsedilir, bu değerli varlıklarla alay edilirdi. Halbuki, araştırmacıların tesbitlerine göre kargaların hiç de sanıldığı kadar aptal olmadığı ortaya çıktı. Bu mahlûkların, öyle vakitsiz “Gak!” demediklerini; her “Gak!”ın altında bir başka ma’nâ yattığını anlayıncaya kadar, nice tarlalar talân edildi, nice emek mahsûlü ekinler yağmalandı…
İlmî araştırmalardan söz açmışken: Kara tüylü, geniş kanatlı, gagası güçlü, gezici ve gürültücü bu kuşların, Ötücükuşlar takımının, Kargagiller familyasına mensûb ve Latince ism-i şerîfinin “Corvus” olduğu, bir hayli çeşidinin bulunduğu ve tohumlara zarar verdiği lügatlerde yazar. Dersimiz zooloji değil elbette! Durun bakalım, lafı nereye getireceğim!
Efendiiim, dilimizde ayrıca karga ile ilgili bir çok deyim de bulunmaktadır. Kısaca sayalım: “Kargayı bülbül diye satmak.”, “Islak karga.”, “Kılavuzu karga olanın..”, “Karga … yemeden..”, “Kargaburun”, “Karga derneği.”, “Karga ile gezen … konar.”, “Karga kekliği taklîd edeyim derken..”, “Karga mandayı babası hayrına bitlemez.”, “Karga sekmez.”, “Karga taşlamak.”, “Karga-tulumba.”, “Karga yavrusuna bakmış: benim ak – pak evlâdım, demiş.”, “Karga yürüyüşü.” Yok canım, deyimler sözlüğü filân yazmıyorum. Çok sabırsızsınız!
İşte, baştan buraya kadar hakkında ince ma’lûmât arzettiğim bu “Corvus”, nâm-ı dîğer, kargalar bizim coğrafyamızda pek bol bulunurlar. Memleketimizin mahsûlâtı çoğu zaman sâhipsiz olduğundan, bu şamatacı ve gàret-gîr mahlûklar bize sık sık musallat olurlar. Her ne kadar, adam olacak çocuklar zaman zaman bunları kovalayıp taşlarsa da, sürüsüne bereket, onu kaçarsa, yüzü yeniden hücûm eder.
“İyi de, gitsinler başka yerlerde icrâ-yı fa’âliyyet etsinler; bizi râhat bıraksınlar!” dediğinizi duyar gibiyim… Olmaz, efendim, olamaz. Zîrâ: bize kargayı bülbül diye satmışlardır, bir kerre. Sonracığıma, kılavuzsuz kalmaktansa onu kılavuz edinmişizdir. Ba’dehû, onsuz gezemediğimizden, konmaya alıştığımız, bulaştığımız nesnelerin tiryâkisi olmuşuzdur. Üstelik, kekliği öyle güzel taklîd etmiştir ki, gerçeği ile sahtesini ayırt edemez durumdayızdır. Eee, tabîi ki, karga mandayı babasının hayrına bitlemez!
Ekim zamânı diktiğimiz tohumları, fideleri bir güzel yağmalamak; bu talândan kurtulan kalmışsa, baharda filizlenip yeşerenlerin kârını itmâm etmek bu hârika yaratıkların zevkidir. Ne zaman “Gak! Gak!” sesleri çoğalırsa, bilin ki, tarlalarımızda faydalanacağımız tohumlara hücûma geçilmektedir. İstikbâlimizin anbarlarını boşaltmak için fa’âliyyet başlamıştır. Konup, yiyecekleri olsa olsa şeydir diye tegàfül etmeyin, sakın! Memleketi batırsalar onlara bir dert değildir. Gezici ve ötücü olduklarından, batıracak koca bir dünyâ var önlerinde…
Çeşitlerinin çokluğu Sizi şaşırtmasın. Netîcede karga kargadır. Ortak özelliklerini unutmayın: kara libâslı, güçlü gagalıdırlar. Sesleri çok çıkar. Çoğu zaman, tarlanın sâhiplerini gürültüleri ile bastırırlar. Emeğinizi zâyi’ etmek istemiyorsanız, mücâdeleden vaz geçmeyeceksiniz. Uyanık olacaksınız. Nerede, ne zaman gaklayacakları; kimin tarlasını ve mahsûlünü nasıl ve ne şekilde haklayacakları belli olmaz.
Bilhassa, yaşları ilerleyenler, gençlerine nazaran oldukça tecrübelidirler. Kim bilir kaç bahçeyi vîrân etmişlerdir? Ne bâdirelerden paçayı sıyırmışlardır? Hayatlarının sonuna doğru ses telleri daha açılmıştır. En yüksek sadâ ile, olur – olmaz vakitte “Gak! Gak!” diye feryâd ü figàna başladılar mı, semâyı karartan kara kara hem-cinsleri aynı makàmdan “Gak! Gak!” sesleriyle fezâmızı gürültüye boğarlar.
İnsanlar emeklerinin başına koşuştuklarında, onlar, müsâid bir vakitte kaldıkları yerden devâm etmek emeliyle, ağaçların yüksek dallarına, direklerin tepesine konarak, tehdîdkârâne ve müstehziyâne “Gak! Gak!”larına devâm ederler.
Aşağıdakiler onların pes ettiğini zannetmektedir ve çocuklarına : “Karga karga gak dedi.”, “Bu karga ne budala.” gibi yâveler öğretmektedirler…