Şevin Ayaz'ın haberi:
İman ve İslam gerçeklerini asrın şartlarına göre açıklayan Risale-i Nur Külliyatı bir asra yakındır okunup anlaşılmaya çalışılıyor. Yazıldığı yıllarda Osmanlı Türkçesiyle neşredilen yüz otuz risaleden oluşan külliyat günümüzde de Altınbaşak Neşriyat tarafından Osmanlıca basılmaya devam ediyor. Basımda Bediüzzaman'ın Risale-i Nur'un başkâtibi ismini verdiği talebesi Ahmed Hüsrev Altınbaşak tarafından el yazısıyla yazılmış orijinal nüshalar esas alınıyor. Türkiye'nin on ayrı noktasında oluşturulan alanında uzman Osmanlıca hocaları titiz bir çalışmayla imla ve noktalamayı kontrol ediyor, sayfalarda bulunan bilinmeyen kelimeler için lügatçe hazırlıyor ve karşılıklı iki sayfada satırların denk gelip gelmediğini kontrol ediyor. Karşılıklı iki sayfanın bir sayfası Osmanlıca diğeri ise Latin harfleriyle hazırlanarak yayına sunulan eserler hem Osmanlıca öğrenimine yardım ediyor, hem de okuyuculara risaleleri orijinal nüshalarından okuma fırsatı sunuyor. Osmanlıca-Latince basımı tamamlanan Risale-i Nur Külliyatı'nın ne gibi çalışmalarla yayına hazırlandığını Altınbaşak Neşriyat Yayın Kurulu üyesi Cemal Erşen ile konuştuk.
ON AYRI HEYETİN KONTROLÜNDEN GEÇİYOR
Türkiye'de Kur'an-ı Kerim'den sonra en çok basılan ve okunan Risale-i Nur Külliyatı'nın basımı birçok yayınevi tarafından gerçekleştiriliyor. Altınbaşak Neşriyat ise okuyucuya Risale-i Nur külliyatını yazıldığı biçimde okuma fırsatı sunmayı ilke edinmiş. Bununla hem Bediüzzaman'ın işaret ettiği gibi Kur'an harflerinden kopmamayı hedeflerken hem de bilmeyenlere Osmanlı Türkçesini öğretmeyi amaçlıyorlar. Cemal Erşen, eserlerin Türkiye'nin on ayrı noktasında kılı kırk yararak incelendiğini söylüyor. Alanında uzman Osmanlıca hocaları karşılıklı sayfalar arasında satırları eşleştiriyor, imla ve noktalama kontrolleri yapıyor, lügat hazırlıyor ve sayfalarda geçen ayet ve hadisleri kaynaklarından araştırarak teyid ediyorlar. Erşen bu çalışmalardan sonra eserlerin Altınbaşak Neşriyat Üst Kurulu tarafından son kez incelendiğini ve matbaaya gönderildiğini belirtiyor.
BU KÜLLİYAT OSMANLI TÜRKÇESİ'NE IŞIK TUTUYOR
Erşen, Risale-i Nur Külliyatının Osmanlı Türkçesiyle basım sürecinde oluşturulan heyetin gerekli çalışmaları yaptıktan sonra eserleri üst kurula gönderdiğini anlatıyor. Eserler üst kurul tarafından da incelendikten sonra basım için matbaaya gönderiliyor. Külliyat yazıldığı yıllarda çok zor şartlarda çoğaltıldığı ve onca baskı ve yasaklamalardan sonra günümüze ulaştığı için yazıldığı alfabeyle basılması Altınbaşak Neşriyat için oldukça önemli. Erşen Osmanlıca basımın sebebinin el yazması orijinal nüshaları okuyucuyla buluşturmayı hedeflediklerini söyleyerek, Osmanlıca eserlerin yazıldığı harfler ve dilde okunmasının daha önemli olduğunu vurguluyor. Cemal Erşen bu kitaplar yardımıyla Osmanlıca öğrenebilmenin mümkün olduğunu anlatıyor ve ekliyor: "Kur'an okumayı bilenler, hiçbir yardımcıya ihtiyaç duymadan bu kitaplar sayesinde Osmanlıca'yı öğrenebilirler."
MİLYONLARCA KAYNAK TOZLU RAFLARDA BEKLİYOR
Erşen, Osmanlıca öğrenmenin önemine değinirken şöyle konuşuyor: "Kütüphanelerimizde ve arşivlerde bulunan milyonlarca kaynak, istifadesiz şekilde tozlu raflarda beklemektedir. Çok nadir araştırmacılar dışında insanlar o hazinelerden mahrum durumdadırlar. Osmanlıca bilen nesiller arttıkça o ilim, kültür ve tarih hazinelerinden hem istifade edenler artacak hem de çok gizli kalmış cevherleri o hazineden keşfetmek mümkün olacaktır"
Yeni Şafak