Yaprak dökümü mü bu? Yolcular yola düştü,
Konya Ehl-i Tahkîktir, ordan hakîkat düştü,
Bursa ise; Ehl-i Tetkîk, burdan bir Şebab düştü,
İkisi de Hakîki, Hakiki Mekânlarına göçtü...
Âşinayız hallerine, halleri Nur, Dilleri Nur,
Arkalarından hayır kılan, Dua eden bulunur,
Resûle (a. s. v. ) ve Üstada inşallah komşu olur;
Nerden başladı kervan, bilemem; nerde durur.
Gözümüzü kapamakla bizi burda durdurmazlar,
İyi, kötü, büyük, küçük, hiçbirini ayırmazlar,
Zengin, Fakir, Ağa, Paşa, söyleyip kayırmazlar,
Kalp kırılır, Ruh incinir, hiç kimseye duyurmazlar,
Şimdi Dua zamanı; Tüm Gardaşlar, Duanazlar...
Yıllar-yılı her pazar, Sabah Derse taşındık,
Külliyatı hatmedip, Yeni Ufka açıldık,
Mütâlalı dersler yaptık, anladık ve anlattık,
Meleklere ve Cinlere, Seherlerde dinlettik.
Hamd ederiz o güne, Sevap, Dûa, Bu Güne...
Sekeratta yerindeydi kaybolmayan şuuru;
Nur Îmânda bulmuş idi; Neşe veren süruru.
Kazuratı bıraktı, inceldi, nahivleşti hafifleşti,
Cennete lâyık suret aldı, âdeta; Cennetleşti.
Yetişti Nur Kervana; O Kervanla bütünleşti…
----