Kazım Güleçyüz'ün yazısı:
Hasan Âli Yücel: Tek engel Risale-i Nur
CHP’nin yirmi yedi yıllık tek parti diktasının en çok iz bırakan isimlerinden, 1938 yılında getirildiği Millî Eğitim Bakanlığında resmî ideoloji paralelinde bugün dahi hâlâ konuşulan icraatlara imza atmış olan Hasan Âli Yücel acaba Risale-i Nur için ne düşünüyordu?
İşte Yücel’in bu konudaki beyanları:
“Bediüzzaman’ın yaydığı dinî fikirler, eski hocalar, softalar gibi ürkütücü, korkutucu, Cehenneme batırıp çıkarıcı değildir. ‘
“Kàle-kìle’lerle (Dedi ki-denildi ki: muhtevası nakil ve rivayetlerin tekrarından ibaret klasik din kitaplarında en çok kullanılan kalıplardan biri) dini yayıcı eski kitaplara muhalif olarak, aklın ve mantığın kandırılabileceği, güya Kur’ân’dan ilham ve feyiz alıp ispat ve izahat metodunu takip ederek, millet ve gençliğimizi aldatarak onları dinle zehirleyen risalelerdir.
“Bundan dolayı bizim için tek tehlike ve engel, bakkal defterlerine Arap harfleriyle yazılarak yayınlanan o karanlıklı kitaplardır.
“O İslâmcı şahsın kitaplarının okul ve halk muhitinde yayılması, biz aydınların aydın fikirleri vatanımıza yerleştirme çabasında en büyük bir engel teşkil etmektedir.
“Bu zorunlu durumun ortadan kaldırılmasından başka bir hal çaresi yoktur kanısındayım.
“Hükümetin, gizli olarak faaliyet halinde bulunan bu din yayıcılığının muhakkak surette durdurulması yolunda aktif icraatlara âcilen girişmesi gerekir intibaındayım...”
Tek parti devrinin gözde isimlerinden, Kemalist-komünist sentezini kendi şahsında gerçekleştiren Zekeriya Sertel de şöyle diyormuş:
“Bediüzzaman Said Nursî sağ kaldıkça ve eserlerinin intişarına zecrî tedbirlerle set çekilmedikçe, bizim ideolojimizin bu memlekette halk tarafından kabullenilip gelişmesine imkân ve ihtimal yoktur kanısındayız.”
Yeni Asya