Bu sorunun cevabı bir başka sorudur: Yerine bir başkasını koymak durumunda mıyız?
Başlıktaki soru, aslında demokratikleşme sürecinde öngördüğümüz Kemalizmin tasfiyesinin ne anlama geldiğinin anlaşılmadığının göstergesidir. Fakat oldukça sık ifade edildiğinden cevaplanması gerekmektedir.
Öncelikle amaç, Kemalizmin ve onun beslendiği sistemin tasfiyesidir. Yoksa Kemalizmi tasfiye edip yerine bir başkasını koymak gibi bir derdimiz olamaz. Zaten Kemalizmin tasfiyesi için ortaya konulan en geçerli neden demokratikleşme süreci önünde engel teşkil etmesidir. Müesses nizamın yapısı itibariyle demokratik anlayışın olması gerektiği yerde Kemalist kadroların yer edinmesi, sistemin demokratik anlayıştan ne denli uzak olduğunu göstermektedir. Şimdi bu kadroları tasfiye edip, bir başka statükocu kadroyu yerine koymanın demokrasi mücadelesiyle nasıl bir ilgisi olabilir?
Demokrasi mücadelesinin ön koşullarından birinin sürecin işleyeceği yolun temizlenmesi yani statükonun tasfiyesi işlevsizleştirilmesi- olduğunu söylemiştik. Demokrasi mücadelesi böyle bir şarta sahipken statükonun adının değiştirilmesi demokrat kitlenin talepleriyle ne kadar örtüşür, tartışmalıdır.
Dolayısıyla, tasfiyeden kasıt asla yerine bir başka ideolojiyi ya da sistemi ikame ettirmek değil, sistemin daha demokrat bir şekle sokulmasıdır. Şeklinde herhangi bir değişikliğe gitmeksizin sırf mahiyetinde yapılacak değişiklikler ancak istibdadın rengini değiştirecektir. İstibdat olduğu yerde farklı isimlerle bulunmaya devam edecektir. Eğer amacımız daha demokratik bir Türkiye ise önce kafamızdaki kalıpları yıkacağız. Yani bir ideolojiyi tasfiye etmenin bir diğerini ikame ettirmek olmadığını anlayacağız. Çünkü eğer derdimiz daha demokratik bir ülkeyse, seksen küsur yıllık alışkanlıklarımızdan kurtulmalıyız. Ve bunda ilk adım Kemalizmin bize en ideali olarak dayattığı bu çarpık yarı oligarşik müesses nizamı değiştirmek, yani demokrasi ve hukukun egemen olduğu bir sisteme dönüştürmektir.
Aslına bakılırsa sorunun kaynağı Kemalizmin bilinçaltımıza sistemin değiştirilemez olduğunu işlemiş olmasıdır. Sistemin devamına olan inancımız oldukça sağlam olduğundan zihnimiz bizi Kemalizmin tasfiyesi halinde dahi sistemin devamını nasıl sağlarız noktasında alternatifler aramaya zorlar. Ve bu noktada sorarız: Kemalizmin yerine ne koyacağız?
Dediğimiz gibi amaç resmi ideolojiyi değiştirmek değil, resmi ideolojinin varlığına son vermektir. Zira normal demokrasilerde resmi ideolojiye yer yoktur. FSA