İnsan ve hayat üzerine yazılan söylenmemiş söz yok. Hayat devam ediyorsa söz devam edecek. Son söz zaten söylenmiş olduğu bilindiği halde iletişim ve hayat birlikte söz ve yazı ile devam ediyor. Bilişim araçları hızı iletişim hızı, sözün, söylenenin paylaşım hızı paralel hız kazanıyor.
Geniş dairede meydan gelen her hadise sanki evin içinde gerçekleşmiş gibi insanlara tesir altına alıyor. Haber kanalları da dikkat çekmek reyting yapmak için genellikle insanın rikkat-i cinsiye denilen insaniyetin duygu yönüne travma yapacak hadiseleri özellikle ortaya döküyorlar.
Hadiseler bombardımanı ve anaforunda insan kendini düşünmeye sanki vakit bulamıyor. Bir Alman düşünür ”Sosyal hayatın putu rutinlerdir” diyor. Tekrar eden yeknesak hayat ülfet ve gaflet perdesini kalınlaştırıyor
Bu kadar cihanı sarsan hadisatın menfi tesirinden insan kendini kaybetmeden hayatını huzur-u kalple hayatını devam ettirebilmesi için çok yüksek bir iradeye gücüne, sebat, metanete, istinat edeceği yere nihayetsiz güce ihtiyaç duyuyor.
Bunun için selabet-i imanın ile tahkim edilmiş itikat ile donanımlı olması icap ediyor.
Düşünmek, tefekkür, doğru teşhis ve tahlile dayalı büyük resimle resmin içindeki ton farkı detaylardan takip edeceği stratejiyi belirlemesi lazım.
Genelleme ifadeler ve genel kabul görmüş tavsiyelerin sıradanlaşmanın ve kanıksanmanın arasında buharlaşıyor.
Hayat için lazım olan önem ve önceliklerin doğru tayin edilmesi ve hayatın bu sıralamaya göre kurgulanıp pratiğe geçirilmesi ciddi bir meseledir…
“Meyvenin Dördüncü Meselesi” her zaman baş vurulacak derstir.
Tefekkür tekniğinde afaki tefekkür ile enfüsi tefekkürünün hayata geçirilmesi farkındalık şuurunun inkişafı için gereklidir.
Geniş dairedeki hadiselerin teferruatına girmeden afaki tefekkür, iç dünyada enfüsü tafsilatlı tefekkür üzerinde durulmaya değer bir durumdur.
Kendini sorgulamada olabildiğince derinlemesine tefekkür. Ben “Neciyim? Nereye gidiyorum? Vazifem nedir?” Sualleri zihin kalp, ruh ve bütün latifeleri ile ameliyat masasına, laboratuar tezgâhına yatırıp irdelemek, incelemek keşifler yapmak lazım. Yeni terminoloji ile kısmi de olsa kendimize format atmak…
Öncelikle istiğfar sonra yenilenme, yeniden kurgulanmak… Yeniden kurulum yazılımı virüs taraması tevbe istiğfar sonrası kendi kendine sorgulamanın sürekliliği, nisyana müptela oluşumuzdan gelen kayıp kayıtları tazelemek için bir şeyler yapmak…
Bir okuma programından izlenimler
Yukarıdaki uzun girişteki tespit ve tavsiyenin pratik bir misali anlamında bir okuma programı planladık ve uyguladı. Güzel neticeler aldık.
Sincan Etimesgut Eryaman’ı içine alan mahallimizde bir grup arkadaş bir tam gün risale okuma programı başlatıldı. Her ayın ilk pazar günü olarak tayin edilen okuma programına “Yetişkinler Okuma Programı” dedik.
Herkes aynı eseri hususi olarak okuyor. “Sözler”den başladık.
Yemek namaz dışında her program için konusu ve okuyanı önceden planlanan birisi tarafından müzakereli bir ders yapılıyor.
Program sonunda değerlendirmesi yapılıyor.
Aynı yerleri okuyan her bir arkadaşımız farklı keşiflerini üç beş dakika içinde paylaşıyor. Burada çok enteresan husus ve Risale-i Nurun hasiyetinden olan; “Her okuyanın her okuyuşunda yeni bir keşif yaptığını daha açık bir şekilde görülmesi”
İki programı gerçekleşti. Takribi ilk on beş söze kadar okunmuş. Sanki herkese farklı bir noktayı, nükteyi keşfetmesi önceden vazife verilmiş gibi her bir arkadaşımız farklı orijinal özgün keşiflerini paylaştı. On beş yirmi kişinin okuduğu ve çıkarımından herkes aynadaki lamba misali kazanımı oldu. “On akılla düşünmek yirmi gözle görme” işi tahakkuk etmiş oluyor.
Müzakereli okumalarda “Hizmetler hakkında değerlendirmeler de çok verimli oluyor. Uhuvvet, muhabbet, samimi tesanüt sırrını yakalayan veliyy-i kâmil hükmünde bir şahsı mânevinin tecessüm ettiği müşahede ediliyor.
Geniş dairenin ruhları ve kalpleri yaralayan bir günlük da olsa uzağında kalıp kendine iyi bakma fırsatı elde ediliyor. Hafta içinde yapılan programlı sohbetler resmi protokol programı gibi insanların bire bir tanışması kaynaşmasına yetmiyor
Günlük hayatta anlamı ne olduğu iyi anlaşılmadan dile düşmüş “kendine iyi bak” temennisinin karşılığı ne olabilir?
Düz mantıktan bakınca anlaşılan; “Diyet uzmanlarının tavsiyelerine dikkat et, sağlığına iyi bak. Kâr-zarar ve menfaatine halel getirme. Çoluk çocuk, aile eş dostlarla mutlu yaşamanın yoluna bak vs…” gibi insanı “ben merkezli” düşünmeye sevk eden tavsiyeler anlaşılıyor. Bu tavsiyeler gerçekten insanın kendine iyi bakması mıdır?
Kendine iyi bakabilmek için;
“İmanın hayata hayat olması, maddi ve manevi hukuk-u ibad, hukukullahı bilmesi, önce kendi imanını sonra başkalarının imanlarını, ebedi hayatını kurtulmasına vesile olacak bir şeyler yapmak” olarak anlaşılmalı. “insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadisinin gereği ne yaptığını insan kendini sorgulamalı.
Şahsi vazifeleri yanında ve mensubu olduğu küçük daireden büyük daireye, aile, komşu, mahalle, cemaat, cemiyete mensup olmanın gereklerini yerine getirmek.
Her insan, insaniyet alâkadarlığı ile vatanıyla, memleketiyle önem derecesi nispetinde elbette alâkadar olacaktır, olmalıdır.
Ölçü ise “Meyvenin Dördüncü Meselesi”nde. Mütedahil (iç içe) daireler şablonuna göre en küçük dairedeki kesintisiz en büyük vazifeyi ihmal etmeden, geniş dairedeki vazifeler hatırlanmalı…
Meselâ, Suriye’de zulme maruz insanlara acımak, dünyanın neresinde olursa olsun, Müslümanların durumunu dert etmek için üzülmek, elinden geleni yapmak hiç olmazsa dua etmek insaniyetin gereğidir. Memleket meselelerine ilgi duymak yine aynı ölçü çerçevesinde olmalı. Siyaseti şahıslara endeksli, saadetini muayyen şahıslara bağlamak, tarafgirliği ölüm kalım davasına dönüştürmek kendine iyi bakmak değil hayatı kendine zindan etmektir. “Haklı tarafa destek olmak”, irade ve boyumuzu aşan hadiseler karşısında “kaderin payını” nazara almak, sorumlu olmadığını düşünmek lazımdır.
“Kendimize nasıl iyi bakalım?” derken konu nereden nereye kaydı. Sadede dönecek olursak;
Efendim kendine iyi bakmayı başka bir açıdan anlaşılması anlamında sayılan bir program oldu “yetişkin, yaşlı, genç ihtiyar okuma programı…” Bir grup arkadaş mutat olarak pazar günü gerçekleştirdiğimiz okuma programı vesilesi ile izlenimlerimizi, memnuniyet ve mutluluğumuzu paylaşmak istedim.
“Kendine iyi bak” deyimi kendini dinlemek değil kendini sorgulamak, geçmişin tecrübesiyle geleceğe bakmak. Mâddi hayat için “chek-up” yapmak gibi manevi hayatımız için de yapılması gerekenleri sorgulayıp hayatı daha dinamik hale getirmek. Şevk ve heyecanı canlı tutmak.