Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şalcı, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu belirterek, "Keşke dememek için depremlere karşı bugünden hazırlıklı olmamız gerekiyor." dedi.
Şalcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şu an Türkiye'de 27 ekip ve 2 bin 500'ün üzerinde gönüllüyle olası afet ve acil durumlarda göreve hazır olduklarını söyledi.
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 1999 Marmara Depremi'nden sonra daha çok ekiplerin müdahale gücünün artırılmasına önem verildiğini ifade eden Şalcı, "Artık müdahale gücünü yükseltmek yerine oluşabilecek tehlikeleri azaltmak, bunun için de riski ortadan kaldıran şehir politikaları uygulamak ve şehirleşmeye gitmek bizim için en temel unsurlardır. Bununla alakalı da çalışmaları sivil toplum, devlet ve yerel idarelerin beraber yapması gerektiğini savunuyoruz." şeklinde konuştu.
AKUT'un son 5 yılda 1 milyonun üzerinde kişiye afete hazırlık seminerleri verdiğini ifade eden Şalcı, afet ve acil durumlarda neler yapılması gerektiği, özellikle iş yerlerinde acil durum planlarının hazırlanması ve bu tehlikelerin ortadan kaldırılması konusunda çalışmalarının olduğunu belirterek, sadece afet anında değil, afet öncesi için de önemli faaliyetlerinin bulunduğunu anlattı.
Türkiye'de oluşan afet ve acil durumlardan sonra gönüllü sayısının ciddi oranda artığını aktaran Şalcı, "Bunların eğitimlerinin, istikrarının ve sürekliliğinin olması gerekiyor. Disiplinli bir şekilde çalışılması lazım." dedi.
"AKUT, Birleşmiş Milletlerin, Türkiye'deki ilk akredite ekibidir"
Dünyada akredite olan nadir ekiplerden biri olduklarını söyleyen Şalcı, "AKUT, Birleşmiş Milletlerin, Türkiye'deki ilk akredite ekibidir, hem donanım olarak hem de eğitim olarak yurt dışındaki operasyonlara gitmeye yetkin bir kurumdur. Avrupa Sivil Koruma Mekanizmasının gönüllü havuzuna girebilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz." diye konuştu.
Şalcı, son yıllarda dünyadaki birçok önemli afette AKUT'un yer alarak önemli işler yaptığını, en son Mozambik sel felaketinde AFAD ile hem insani yardım hem de müdahale kısmında başarılı çalışmalarda bulunduklarını anlattı.
Devletin ilgili kurumlarıyla özellikle AFAD ile güzel bir iş birliği içinde olduklarını kaydeden Şalcı, "Özellikle yönetmelikler, değişecek kanunlar üzerinde beraber çalışmalar yapıyoruz. Artık STK'lerin daha çok fikri alınıyor ve uzlaşı noktasında devletle beraber güzel çalışmalarda bulunuyoruz". dedi.
Şalcı, 1999 depreminde yaşanan travmanın sonucu olarak herkesin hala depremden korktuğunu, oysa depremle yaşamayı öğrenmek gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye bir deprem ülkesi ve depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor. Deprem öncesinde öncelikle güvenli bir evde yaşıyor olmamız lazım. Sonrasında binamızdaki eşyaları sabitlememiz lazım. Öncelikle bir afet kültürü oluşturup, depremin farkında olup buna hazır olmamız gerekiyor. Belki bize bir şey olmaz ama sevdiğimiz insanları kaybetmemiz bizi çok üzecek ve keşke dememek için bugünden hazırlıklı olmamız gerekiyor."
AKUT'un olası deprem ve afetlere hazır olduğunu anlatan Şalcı, şöyle konuştu:
"Türkiye'de ortalama 8 yılda büyük bir deprem meydana geliyor ve depremler olmaya devam ediyor. Herkes olası İstanbul depremine odaklanmış ama Türkiye'de deprem riski daha yüksek olan yerler var. Bu yüzden depremin ne zaman olacağına değil, olduğu zaman hazır mıyız kısmına odaklanmamız gerekiyor. Türkiye'de maalesef eğitim korkuya yönelik, hep korkutarak bazı şeyleri anlatmaya çalışıyoruz. Oysa bizim bu afetleri artık özümsememiz gerekiyor ama bu kabullenmek değil. Türkiye'de deprem olacak, ne zaman olacağı çok önemli değil. Biz bunu atlatsak bile çocuklarımız, torunlarımız bu afeti yaşayacak."
"1999 depremiyle kıyaslanmayacak kadar iyiyiz"
Türkiye'nin, 1999 depremiyle kıyaslanmayacak kadar iyi yerde olduğunu söyleyen Şalcı, deprem ülkesi Japonya'da yaşanan depremle Türkiye'deki deprem arasında farklılıklar bulunduğunu ifade etti.
Şalcı, şunları kaydetti:
"Japonya'daki depremler çok farklı. Derin, şiddeti ve yıkıcılığı daha az olan depremler. Türkiye'deki depremler 30 kilometrede olan çok daha sığ depremler. Bu yüzden şiddetleri ve yıkıcılıkları çok daha fazla. Mimari kültürümüz, toplumun kültürü biraz farklı. Kaderci kültürümüz var ama bu bir bahane değil. Şili'de 1969'daki depremde 300 bin insan hayatını kaybetti ve Şili bunu seferberliğe dönüştürdü. 2012'de çok büyük bir deprem meydana gelmesine rağmen Şili'de 8 kişi öldü. Onlar bunu çok rahat başardı. Bizim onlardan hiçbir eksiğimiz yok. Bunu seferberlik haline getirerek biz de başarabiliriz."
AA