Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Öğrenci yurdundayken namaz kılan üç arkadaş." olarak tabir ettiği terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan, Durmuş Yılmaz ile birlikte okuyan Yakup İnce'ye, Cihan Haber Ajansı (Cihan) ulaştı.
İnce, okul yıllarında Öcalan'ın 5 vakit namazını kıldığını ve Nur sohbetlerine gelmek istediğini söyledi. İnce, Öcalan'ı sohbetlere götürmediği için çok pişman olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından dile getirilen olay 1965'de Ankara Tapu Kadastro Meslek Lisesi'nde yaşandı. Liseyi kazanan Yakup İnce burada Merkez Bankası eski Başkanı ve halen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan Durmuş Yılmaz ile tanışır. İkili sıkı arkadaş olur ve namazlarını 5 vakit camide kılmaya başlarlar. 3. sınıfa gelen ikilinin önünü bir gün hiç tanımadıkları lise 1. sınıf öğrencisi olan Abdullah Öcalan keser. Öcalan, İnce ve Yılmaz'a camiye gitmek istediğini söyler. Öcalan, Yılmaz, İnce'nin de bulunduğu 5 kişilik grupla camiye gitmeye başlar. Öcalan, bir yıl boyunca hiç namazlarını aksatmadan camiye gider, namazlarını kılar. 1965 Ekim'de Öcalan, Yılmaz ve İnce'nin önü Selahattin Yeşilyurt ve Mustafa Yeşilyurt tarafından kesilir ve Nur sohbetlerine davet edilir.
Yakup İnce, daveti kabul ettiklerini ancak kendisinin Abdullah Öcalan'ı sohbetlere götürmediğini okula gönderdiğini belirtti. İnce, yaşadıkları olayı şöyle anlattı: "Camiden yatsı namazından çıktık. Selahattin Yeşilyurt ve Mustafa Yeşilyurt bunlar iki kardeş. Bize, 'Çocuklar siz şurada mı okursunuz.' dedi. 'Evet' dedik. Bizimle konuşarak indi aşağı. Biz okulumuza gidiyoruz zannediyoruz. Meğer 50 metre ileride onların medresesinin önünden geçiyormuşuz. Oraya varınca 'birer bardak çayımızı içmez misiniz?' dedi. Ben Durmuş'a baktım. Durmuş bana baktı. 'Peki ağabey içelim.' dedik. Abdullah Öcalan da vardı yanımızda. Ben bir gaf mı yaptım ne? 'Abdullah' dedim. 'Buyur ağabey' dedi. 'Hadi sen okula git, ağabeyciğim' dedim. 'Peki ağabeyciğim' dedi ve çekti gitti. O zaman. İşte orada onu içeri almayışımın ızdırabını yaşıyorum ben. Yani Risale-i Nur cemaatinin içine onu da alsaydık, kolay kolay kimseye kaptırmazlardı. Ama işte sonradan olanlar oldu. Başına gelenler geldi."