Bismillahirrahmanirrahim
Sual: Bir büyük adama ve bir veliye ve bir şeyhe ve bir büyük âlime karşı nasıl hür olacağız? Onlar, meziyetleri için bize tahakküm etmek haklarıdır. Biz onların ve faziletlerinin esiriyiz.
Cevap: Velâyetin, şeyhliğin, büyüklüğün şe’ni tevazu ve mahviyettir, tekebbür ve tahakküm değildir. Demek, tekebbür eden sabiyy-i müteşeyyihtir. Siz de büyük tanımayınız.
Sual: Neden tekebbür küçüklük alâmetidir?
Cevap: Zira, her bir insan için, içinde görünecek ve onunla nâsı temâşâ edecek bir mertebe-i haysiyet ve şöhret vardır. İşte, o mertebe eğer kamet-i istidadından daha yüksek ise; o, o seviyede görünmek için tekebbür ile ona uzanıp tetavül ve tekebbür edecektir. Şayet kıymet ve istihkakı daha bülend ise, tevazu ile tekavvüs edip ona eğilecektir. (Münâzarat, Sualler ve cevaplar)
Bediüzzaman Said Nursî
SÖZLÜK:
bülend : yüksek, yüce
fazilet : üstünlük, erdem
istihkak : lâyık olma, hak etme
kamet-i istidad : yetenek seviyesi, endamı
mahviyet : kendisini büyük görmeme, başkalarına göre değersiz görme
mertebe-i haysiyet : saygınlık, itibar ve şeref derecesi
nâs : insanlar
sabiyy-i müteşeyyih : kendini şeyh gibi gösteren çocuk; şeyhlik taslayan çocuk
şe’n : özellik, belirleyici nitelik; birşeyin gereği
tahakküm : zorla hükmetme, zorbalık
tekavvüs etme : yay gibi eğilip bükülme
tekebbür : kibirlenme, böbürlenme, büyüklenme
tetavül ve tekebbür etme : kendini uzun ve büyük gösterme