Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Suresi 110-112. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
110 . Hem kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah’dan mağfiret dilerse, Allah’ı Gafûr (çok bağışlayıcı), Rahîm (çok merhamet edici) olarak bulur. (1)
111 . Ve kim bir günah işlerse, böylece onu ancak kendi aleyhine kazanır. Allah ise, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
112 . Kim de bir hatâ veya bir günah işler, sonra da onu bir suçsuzun üzerine atarsa, o takdirde şübhesiz ki bir iftirâ ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.
1- “Nefsini ittihâm eden (suçlayan), kusûrunu görür. Kusûrunu i‘tirâf eden istiğfâr eder. İstiğfâr eden istiâze eder (Allah’a sığınır). İstiâze eden şeytanın şerrinden kurtulur. Kusûrunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur ve kusûrunu i‘tirâf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Kusûrunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; i‘tirâf etse, affa müstehak olur.” (Lem‘alar, 13. Lem‘a, 90)