Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Âl-i İmrân Suresi 161-164. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
161 . Ve bir peygamber için (emânete) hıyânet etme (aslâ söz konusu) olmaz! Kim (emânete) hıyânet ederse, kıyâmet günü hıyânet ettiği şeyle (yüklü olarak) gelir. Sonra herkese, yaptıklarının karşılığı tam olarak verilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. (1)
162 . Hiç Allah’ın rızâsına tâbi‘ olan kimse, Allah’dan (gelen) bir gazaba uğrayan ve varacağı yer Cehennem olan kimse gibi olur mu? Hâlbuki (o,) ne kötü varılacak yerdir!
163 . Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah ise, (onların) yapmakta olduklarını hakkıyla görendir.
164 . And olsun ki, Allah mü’minlere lütufta bulunmuştur. Çünki onlara içlerinden bir peygamber gönderdi, onlara (Allah’ın) âyetlerini okuyor, onları (günahlardan) temizliyor ve onlara Kitâb’ı ve hikmeti öğretiyor. Hâlbuki (onlar) daha evvel gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler.
1- Bedir Harbi ganîmetlerinden kırmızı renkli bir kadife parçası kaybolunca, bazı münâfıklar: “Herhâlde onu Muhammed (ASM) almıştır” demeleri üzerine bu âyet-i celîle nâziloldu. (Nesefî, c. 1, 287)