Hava kararırken
Batı ufkunda kapkara bulutlar
Ufku tutmuştu
Sıradağlar gibi yekpare
Gece rüzgarın ıslıkları
Hiç durmayan sağnak yağmura eşlik etti
Gökgürültüsü ortalığı durmadan aydınlattı
Sanki gök delindi yer yarıldı..
Derin uyuyan ve hiç uyumuyanlar birbirine karıştı
Kiremit çatılar uçtu
Kıyı bucak sel oldu
Seraları afat vurdu
Kopkoyu karanlıkta ezanlar okunmaya başladı
Yağmur fırtına şimşek yine devam etti
Cami kapısına dayandı kapı kapalıydı
Yöneldi bir başkasına
Bir meczup bir mücahid bir hoca vardı
Kıldılar namazları merkez camide
Sokakta kediler büzüşmüş kalmış
Trenin yolcusu bile bir tane
Sonra cami yanındaki kıreşi gördü
Alaca karanlıkta sayısız kere
Tesettürlü kadınlar telaşlı ve acul
Kucaklarında yavruları
Taşıdılar kuzularını
Çocuk yuvasının süslü mahzenine
Koptular ciğerparelerinden
Minik canlar koptular analarından
Ama ağlamak yookk! Alıştılar ki..
Oysa namaz da kılıyor dua da ediyorlar
Çoğunluğu mecbur değildi çalışmaya
Ama yeni arabanın taksiti ve öz bakım masrafı
Bir de bu yavruya gelecek hazırlamak
Yarınlarına yatırım yapmak
Kimselerden geri kalmamalı
"Senin için katlandım bunlara demeli"
İlerde nankörlük yaparlarsa
Evde oturmak ne ki alışmıştı dışarı
Ayakları üstünde durmalıydı
Kendi kişiliğini bulmalıydı
Paragöz koca da çekilmezdi ki
Çocukların başında örtülü eğitmen:
"Susunn bakiim yatın uyuyun!
Zırrlamayınn sabahın köründe
Allah kahretsin benim de bebeğim var daha emzikte!
Onu bakıcı kıza bırakıyorum da acaba geldi mi?
Zaten kocam yok ki ayrıldık erken
Onu da kim çekerdi benden başka
Bir tatil bile yaptırmazdı ki"
***
Bir cehennem ki içiçe geçmiş
İnsan ki bu yolu nedense seçmiş
Ey süfyani ey deccaliler
Deden çarık bulamazken anan bulgur yerken
Yapmadı sana bu ihaneti
Sen sükse adına veya mecburen yaptın
Hiç sormadın mı bu düzen kimin
Bu sistemi kim kurdu ki kurtlarda da yok
Dünyada cehennem ahrette sorgu
Tepeden aşağı burgu ki burgu
Kimdik kim olduk neydik ne olduk!
Ne umduk ne olduk insan kalmadık
Kalmadık kalmadık acube olduk
Ağlamaya mecal derman kalmadı
Hangi hain ki ceza bulmadı
Böylesi tarihte görüldü mü ki
Alacakaranlık nereye kadar?