Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Furkan Sûresi 11-16. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
11-Bil‘akis (onlar) kıyâmeti yalanladılar; bunun üzerine (biz de) kıyâmeti yalanlayanlara (pek) alevli bir ateş hazırladık!
12-(Bu öyle bir ateştir ki) onları (o kâfirleri) uzak bir yerden görünce, onun öfkelenişini ve homurtusunu işitirler.(*)
13-Elleri boyunlarına bağlı kimseler olarak onun (o Cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta (ölsek de kurtulsak diyerek) helâki çağırırlar.
14-(Onlara şöyle denir:) “Bugün helâki (sâdece) bir def‘a çağırmayın, birçok def‘alar helâki çağırın!”
15-De ki: “(Başınıza gelmesi muhakkak olan) bu (netîce) mi hayırlıdır, yoksa takvâ sâhiblerine va‘d edilen (ni‘metleri aslâ kesilmeyecek olan) Huld Cenneti mi? (Orası) onlar için bir mükâfât ve bir varış yeridir.”
16-Orada, ebediyen kalıcı kimseler olarak kendileri için ne dilerlerse vardır. (Bu,) Rabbinin üzerinde, (yerine getirilmesi) istenen bir va‘ddir.
(*)“Beyânât-ı Kur’âniye (Kur’ân’ın açıklamaları) ehl-i dalâletin sımâhında (haktan sapanların kulağında) kaynayan rasas (kurşun) gibi, dimağında yakan ateş gibi, damağında yanan zakkum gibi, yüzünde saldıran Cehennem gibi, mi‘desinde acı, dikenli (bir ağaç olan) darî‘ gibi te’sîr eder. Evet, bir Zât’ın tehdîdini gösteren Cehennem gibi bir azab me’mûru, öfkesinden ve gayzından parçalanmak vaziyetini alması ve تَكاَدُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ (lisân-ı hâli) [Nerede ise öfkeden çatlayacak] (meâlinde) söylemesi, söyletmesi, o Zât’ın terhîbi (korkutması) ne derece dehşetli olduğunu gösterir.” (Zülfikār, 25. Söz, 15)