Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nahl Sûresi 57-59. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
57-Hem Allah’a kızları isnâd ediyorlar! (Hâşâ!) O, bundan (da, Îsâ ve Uzeyr gibi erkek çocuktan da) münezzehtir; kendilerine ise beğendiklerini (erkek çocuklarını dilerler).
58-Hâlbuki onlardan biri, kız (çocuk) ile müjdelendiğinde, öfkelenmiş biri olarak yüzü simsiyah kesilir.
59-Kendisine verilen (müjden)in (kendince) kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet altında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün (*) (diye düşünür)! Bak, hükmediyor oldukları şey ne kötüdür!
(*) “Evet, Asr-ı saâdetten (Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın asrından) evvelki zamanlarda kalblerdeki katılık, merhametsizlik öyle bir hadde bâliğ olmuştu (ulaşmıştı) ki, kocaya vermekten âr ederek (utanarak) kızlarını diri diri gömerlerdi. Asr-ı saâdette İslâmiyet’in doğurduğu merhamet, şefkat, insâniyet sâyesinde, evvelce kızlarını diri diri gömerlerken müteessir olmayan (üzülmeyen) o bedevîler (göçebe Arablar), İslâmiyet dâiresine girdikten sonra karıncaya bile ayak basmaz olmuşlardı! Acabâ böyle rûhî, kalbî, vicdânî bir inkılâb (değişiklik) dünyevî (dünyaya âid) kānunlardan hiçbir kānun ile tatbîk edilebilir mi?” (İşârâtü’l-İ‘câz, 160)