Hızır Hacısalihoğlu'nun haberi
Küçükali yaptığı açıklamada, Türk Kızılayı olarak bu yıl kurban bağışında dördüncü yıllarını tamamladıklarını belirterek, ''Vekaletle bize kurban bağışı yapan herkese gönülden teşekkür ediyoruz. Bize verilen bu destekten dolayı mahcup olmamak için kurbanları en iyi şekilde kesmek ve görevimizi yerine getirmek için çaba harcadık'' dedi.
Türk Kızılayı olarak kurbanda ortaya bir model koyduklarını, dertlerinin bu modelin ülkede uygulanması sonucunda fukaranın hakkı olan etin insanlara ulaşması olduğunu vurgulayan Küçükali, ''Modelimizde öncelikle kurbanlar, Et Balık Kurumu kombinalarında veteriner hekimlerin kontrolünde kesildi. Kasapların hayvanların haklarına riayet edip etmediği, kurban kesebilecek nitelikte olup olmadıkları kontrol edildi. Diyanet İşleri Başkanlığından aldığımız din görevlisi de dini vecibeleri yerine getirip getirmediğimizi denetledi. Bir kişi de bize vekalet veren insanların isimlerini tek tek okuyup kasaba vekalet verdi. Bunları yerine getirip getirmediğimizi de noter kontrol etti'' dedi.
Yapılan işlemlerin doğru olması durumunda noterin kendilerine belge verdiğini bildiren Küçükali, daha sonra da kendilerine vekalet veren insana kurbanından bir parça konserve ile kurban kesilen ortamı gösteren kamera ile tespit edilmiş bir CD'yi ve noterin onayladığı teşekkür belgesini, şube başkanları aracılığıyla ulaştırdıklarını anlattı.
-BAĞIŞ SAYISI İKİ KAT ARTTI-
Küçükali, geçen yıl 19 bin civarında kurban bağışı aldıklarını, bu yıl ise 40 bin civarında kurban bağış topladıklarını belirterek, ''Geçen yıla göre bağış sayımızı iki kat artırdık. Bu yılki 40 bin hissenin içinde önceki yıllarda kurbanlarını bize verip de vefat edenler için kestiğimiz bin civarında hisse de var'' diye konuştu.
Aslında Türkiye'de hisse olarak 2 milyonu aşkın kurban kesilmesi gerektiğine inandığını ifade eden Küçükali, şunları söyledi:
''Her kurbanda ortalama 15 kilogram et olsa, kurban kesen ve kesmeyen bütün haneler başına 3 kilogram et düşmesi gerekir, ama ortada böyle bir şey yok. O zaman bizim uyguladığımız bu modelin bu ülkede uygulanması lazım. Kurbanı illa biz keselim diye bir derdimiz yok. Ama derdimiz kurbanda eksiklik olmamasıdır. Bu ülkede 2 milyon kurban kesilmediği için üretici zarar ediyor. Evine et girmesi gereken kişinin evine et girmiyor. Hiç kimse kazanmıyor.''
-''ORTAYA BİR MODEL KOYDUK''-
Küçükali, bu nedenle, önemli bir konunun halledilmesi adına ortaya bir model koyduklarını ve Türkiye'nin gündemine taşıdıklarını ifade ederek, '' Modelimizin uygulanması halinde kurban bayramlarında ortaya çıkan kargaşayı önlemiş oluyoruz. Her Kurban Bayramında görüyoruz. Bir elinde bıçak, üstü başı kan içinde insanlan hayvanları kovalıyor. İbadet böyle yapılmamalı. Bizim modelimizle bunları önlemiş oluruz.''
Kızılay'ın 7 gün 24 saat yoksulla beraber olduğunu, yoksulun kapısını sadece kurban için çalmadıklarını kaydeden Küçükali, şunları söyledi:
''Yoksulun hakkını korumak zorundayız. Biz insan onurunu korumak adına yola çıktık. Afişlerimizde insanların siluetini göremezsiniz. Çünkü o insanların çocuğu, yakını, tanıdığı vardır. Hiç kimse yoksul olmak istemez. Bu nedenle buna çok dikkat ediyoruz. İnsan onurunu zedeleyecek bir şey yapmamaya çalışıyoruz. Bunu herkes yaptığı zaman, yoksulun evine et gittiği zaman, biz olmasak da olur.''
Kurban Bayramı'nda yurt dışındaki insanları da unutmadıklarını, oradaki insanlara Türk insanının merhamet elini uzattıklarını belirten Küçükali, ''Onlara da bayram sevincini yaşattık. Bu insanlara millet olarak el uzatmamız lazım. Bu yapıldığında ülkemizin uluslararası arenadaki görünüşü de farklı oluyor'' dedi.
Haber 7