Kızıltepe'de ölen askerin ailesi çelişkilere izahat istiyor

Mardin Kızıltepe'de bulunan 10. Hudut Bölüğü'nde terhisine 40 gün kala vurularak hayatını kaybeden Ağrı'nın Tutak ilçesi Erdal köyü nüfusuna kayıtlı Emrah Demirel (21)'in ölümü sonrası yapılan çelişkili açıklamalar kafalarda soru işaretleri bıraktı.

Metin Göktekin'in haberi

Önce intihar ettiği, daha sonra arkadaşı tarafından vurulduğu yönünde ifade veren yetkililer Demirel ailesini şüphelendirdi. Aile, olayın açıklığa kavuşturulmasını istiyor.

Anne ve babası Ağrı'da ikamet eden Demirel'in askere gitmeden önce İstanbul'un Başakşehir ilçesi Bayramtepe Mahallesi'nde ağabeyleriyle birlikte yaşadığı öğrenildi. İkameti İstanbul olan Demirel'in ağabeylerinin evine gelen İstanbul Merkez Komutanlığı'na bağlı askerler gece saat 02.00'de 'çocuğunuz intihar etti' dedi. Demirel'in amcası Nusret Demirel, yeğeninin intihar ettiğine inanmadığını belirterek, "Emrah'ın ölüm haberini veren komutanı bize çelişkili açıklamalar yaptı. Oğlumuzun intihar ettiğine inanmıyoruz." dedi. Bir evleri de İstanbul'da olduğu için yeğeninin buradan askere gittiğini ifade eden amca Demirel, "Çünkü olay İstanbul'a bildirilmişti. Orada intihar ettiği söylenmiş. Onlar da beni gece saat 02.00'de haberdar ettiler. Bende daha sonra köy karakolunu arayarak aileye söylenmemesini istedim. Şimdilik bilmesinler diye. Daha sonra İstanbul'u aradım, ardından sorumlu olan astsubayı aradım. 'Böyle bir durum var doğru mudur?' dedim. Bana doğru olduğunu söylediler. Peki, 'Sebebi nedir?' dedim. Bana intihar ettiğini söylediler. Ben biraz sitem ettim, tabi acılıydım acım büyüktü. Dedim ki bu çocuk psikopat değil, hapçı değil, içkici değil, bu çocuğun 40 gün askerliği kalmış. Hiçbir maddi sorunu da yok. Bu durumda bu çocuğun intihar etme şansı olmaz, intihar etmez dedim. Ardından bana dedi ki; 'Arkadaşı ile şakalaşmış, arkadaşının silahındaki kurşun ona isabet etmiş.'" dedi.

Hudut karakollarında böyle bir şeyin olmasının mümkün olmadığını ifade eden Demirel, "Hudut karakollarında kimse kimsenin nöbet yerine gitmesi mümkün değildir. Daha sonra 'dün telefonda böyle dendi, şimdi de böyle söyleniyor.' dedi. Bu nasıl bir çelişkidir dedim. Bana 'Bizim bölüğümüzde değil, biz de işittiğimiz kadarını söylüyoruz' dedi. Daha sonra cenazemizi aldık. Ben Diyarbakır'da yıkama işlemlerini yaptırırken midesinin altında 2 kurşun izi vardı. Biri arka taraftan çıkmış vaziyette. Birliğinden kimse de gelmedi, kimse net bir şey de söylemiyor. Biz de cenazemizi aldık geldik. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Ama bu iş böyle kalmaz. Gerekirse cenazeyi mezardan bir daha çıkartır otopsiyi bir daha yaptırırız. Bunun açıklığa kavuşması lazım. Bu herkesin boynun borcudur. Bugün benim çocuğuma oldu yarın sizin çoğunuza olur. Herkesin bu konuya el atmasını istiyoruz." diye konuştu. Amca Demirel ayrıca, avukatlara talimat verdiklerini ve gerekli işlemi başlattıklarını da dile getirdi.

Konuşma güçlüğü çeken baba Kıyasettin Demirel (60) de olayın açıklığa kavuşturulmasını isteyerek, "Sebep olanları Allah'a havale ediyorum." dedi.

Bu arada resmi tören yapılmasına karşı çıkan Demirel'in ailesi cenazeyi tören yapılmadan Ağrı'ya götürdü. Cenaze evinde ağıtlar yakılırken, anne Harbinaz Demirel (58)'in sürekli bayıldığı görüldü.
 

Toplum Haberleri