Kızımla olmak her şeye değer, valilik ne ki?

Ağrı Valisi Mehmet Çetin, 5 yaşındaki kızı Beyza’yı tedavisinde yalnız bırakmamak için valilikten istifa etti. Şimdi ise

Tuğrul Tunalıgil'in haberi:

Ağrı Valisi Mehmet Çetin, Nisan ayında konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyza’yı tedavisinde yalnız bırakmamak için emekliliğine 14 yıl kala istifa etti. Anadolu Üniversitesi’ne bağlı rehabilitasyon merkezi DİLKOM’da terapi gören kızına destek olmak için kariyerini geride bırakmayı göze alan baba Çetin, makam arabası, vali konağı, sekreter, özel kalem gibi ayrıcalıklar olmadan Eskişehir’de yepyeni bir hayata adım attı. Çetin ailesiyle bir gün geçirdik ve ikinci hayatlarına tanıklık ettik.

Ağrı eski Valisi Mehmet Çetin, mülkiye baş müfettişliği, bakan danışmanlığı, teftiş kurulu başkanlığı, Başbakanlık İnsan Hakları İçişleri Temsilciliği gibi görevlerden sonra, 2 yıl önce Ağrı’da ilk kez vali oldu. Nisan ayında ise sürpriz bir kararla istifasını açıkladı. Hem de vali olarak emekli olmasına henüz 14 yıl varken... Kimileri valinin istifa kararının arkasında “uyumsuzluk sorunu” olduğunu söyledi, kimileri ise Ağrı Valiliği’nden sonra verilecek ağır bir görev beklentisi... Halbuki, Ağrı Valisi Çetin, konuşma güçlüğü çeken 5 yaşındaki kızı Beyza’nın tedavisi için emekliye ayrıldı: “Kızım uzun süredir hem Ankara’da hem de Ağrı’da rehabilitasyon merkezine devam ediyordu. Sonra Anadolu Üniversitesi’nde Türkiye’nin en iyi uzmanlarının olduğu profesyonel bir rehabilitasyon merkezinin varlığını duyduk. Eşimle kızım Eskişehir’e gitti. Doktorlar ‘Beyza bizim için tedavisi en kolay hastalardan birisi. Ama burada yaşamanız lazım. Haftanın 5 günü terapilere devam etmesi lazım’ dediler. Ben de 19 Nisan’da emeklilik kararını aldım.”

Babasından ayrı mutsuz olduğunu gördüm

Valilikten ayrılarak bir anda bütün Türkiye’nin gündemine gelen Çetin, babayla büyüyen çocukların daha çabuk iyileşeceğini düşünerek eşiyle ortak bir karar verdiklerini belirtiyor: “Eşim ve kızım Eskişehir’e yerleştikten 1 ay sonra, onları görmeye gittim. Geldiğimde kızımın babasından ayrı yaşadığı için mutsuz ve huzursuz olduğunu gördüm. Müthiş bir özlem içerisindeydi. Öte yandan da benim yaşadığım bir huzursuzluk oldu. Ağrı’da çocuğumdan ve ailemden uzak kalınca, oradaki yaşamın olumsuzluklarına direnme gücümün azaldığını hissettim. Verimliliğim düştü. Oysa Ağrı gibi bir yerde mutlaka valilerin yoğun bir tempoyla çalışması ve sorunları çözmesi lazım. Dolayısıyla, ‘Hem kendime ve aileme, hem de Ağrı’ya yazık etmeyeyim’ diye düşündüm. Eşimle oturup uzun uzun konuştuk. Birlikte emeklik kararını verdik.”

Hayatında ilk defa bana ‘babacağım’ dedi

Eski vali Çetin, artık Eskişehir’de yepyeni bir hayata ‘Merhaba’ dedi. Kızıyla yaklaşık 1.5 aydır beraber olan Çetin, terapide çok hızlı ilerlemeler olduğunu anlatıyor. Beyza, babasının gelişiyle birlikte tedaviye daha olumlu cevap veriyor: “İlk defa kullandığı her kelimeyi duyduğumuzda hem annesi, hem de ben çok mutlu oluyoruz. 3-4-5 kelimelik yeni cümleler kurduğunda dünyalar bizim oluyor. Yıllardır ‘baba’ diyordu ama hiç ‘babacığım’ ya da ‘anneciğim’ demiyordu. Buraya geleli yaklaşık 20-25 gün oldu, ‘ablacığım’, ‘anneciğim’ ve ‘babacığım’ demeye başladı. Kızımız inanılmaz mutlu, keyifli, çok hızlı bir mesafe kat ediyor.” Küçük Beyza’nın anlama ve algılamada bir sorunu yok. Terapistlerin tüm çabası ifadedeki sıkıntıyı gidermek: “Ben burada olmasaydım, ben bir tarafta, Beyza ve annesi bir tarafta, İzmir’de üniversitede okuyan büyük kızımız Aslı da bir tarafta olacaktı. Bölünmüş ve parçalanmış bir ailede kızımın terapisi de daha zor olacaktı. Beyza baba özlemi ve abla özlemini aynı anda yaşayacaktı. Her geçen gün ilerleme kaydediyor. Balıkesir’e akrabamın düğününe gittik. Orada akrabalarım bile ‘Beyza’yı önceki gördüğümüzde böyle değildi, şimdi her şeyi anlatıyor. Kelimeleri ve cümleleri daha düzgün kullanıyor’ diyorlar.”

“Ailem olmadan yaşamaya değer mi?”

Yanında olmasa küçük Beyza’nın istenilen gelişmeyi kat edemeyeceğini anlatan Çetin, önceliklerinin tercihini netleştirdiğini belirtiyor: “Valilikten ayrılmasam sadece o değil, ben de mutsuz ve huzursuz yaşayacaktım. Görevimde başarılı olamayacaktım. Yaşamaya değer mi bu şekilde? İnsanın hayatında önce ailesi gelir. Anadolu halkının deyişiyle, benim önce kendime ve aileme hayrım dokunacak ki, topluma ve millete hayrım dokunsun...” Vali Çetin, 1.5 aylık ayrılığın Beyza’yı nasıl olumsuz etkilediğini şöyle anlatıyor: “Artık babası ile yatmak istiyor. Ağrı’dayken geçici süre ayrı yaşayana kadar hiç öyle bir derdi yoktu. O günden beri hep benimle yatmak istiyor. Balıkesir’e misafirliğe gittiğimizde de ‘Ben babayla yatacağım’ dedi. Bu çocuğun baba sevgisine ihtiyacını gösteriyor.”

Valilik için yaşamıyorum, valilik için de ölmeyeceğim

Sakaryalı bir çiftçi çocuğu olduğunu dile getiren Çetin, memurlukla bir birikimin mümkün olmadığını söylüyor: “Emekli ikramiyemle bir araba aldım. Ankara’da başımı sokmak için de TOKİ’den aldığım evin taksitini ödüyorum. Beyza’nın terapisi için de ayda 1000 TL ödüyorum. Beyza’nın tedavisi bitince çalışacağım. Ayrılmak bir özgüven meselesi. Bir insanın valilik dışında da yapabileceği çok şey vardır. Ben valilik için yaşamıyorum ve valilik için de ölmeyeceğim. Eskişehir’de mutlu ve huzurluyum. Bir süre sonra aileme yararlı olacak başka işlerle uğraşırım. Hayata böyle bakarsanız keyifli olur. Valilikten ayrılınca bir sıkıntım olmadı. Çünkü ben makam için yaşamam. Devletin sunduğu makam arabası, vali konağı gibi imkanları, sekreter, özel kalem gibi hizmetlileri bir nimet olarak görmedim. Dolayısıyla da, bunlardan vazgeçince bir eksiklik hissetmedim. Kendi arabamı kendim kullanıyorum. Kendi programımı kendim yapıyorum. Emredeceğim kimse de yok. Emretme ihtiyacı da hissetmiyorum.”

Terapiden sonra parka oynamaya gidiyoruz

Küçük Beyza, Eskişehir’deki konuşma bozuklukları tedavi merkezi DİLKOM’da haftada 5 gün değişik saatlerde bireysel ve grup terapileri alıyor. Beyza’yı grup terapisine götürme görevi anne Nezihe Hanım’ın. Vali Çetin ise, Beyza’nın eğlencesinden sorumlu: “Terapiden sonra yemeğini yiyor. Sonra parka gidip dondurma yiyoruz. Parkta diğer çocuklarla diyalog içine giriyor. Bunlar da terapilerine çok ciddi katkı sağlıyor. Okuldaki hocaları zorlandığı kelimeler için formlar verip aynılarını evde tekrar etmesini istiyor. Örneğin, ‘Bu benim’ diyeceğine ‘bu bende’ diyor. Şimdi son dersi bu, annesi ona uğraşıyor. Meramını anlatıyor ama kelimeyi doğru kullanmıyor. Televizyondaki çocuk kanallarını izliyor. Çok seçici, sadece çok sevdiği programları izliyor. ”

Babasının dikkatini çekmek için her numarayı yapıyor

Eski Vali Çetin, kızınla olan özel ilişkisini şöyle anlatıyor: “Beyza, evde tepeme çıkar, yanaklarımı mıncıklar, yüzümü çizer. Sevgisini çok haşin ve hırçın şekilde gösteriyor. Büyük kızım Aslı duygularını gösterir, Beyza ise saklar. Benle cebelleşir, oynar, dikkat çekmek için her türlü numarayı yapar. Biraz ilgisiz kalınca benim en hoşuma gitmeyecek şeyi tespit edip onu yapar. Diyelim ki, açık oturum izliyorum TV’de ve Beyza’yı unuttum. En kestirme yol TV’yi kapatmak ya da kanal değiştirmektir. Böyle küçük cinlikleri vardır. O sevgiye ihtiyaç duyuyor ve onu gideriyor. Hiç kimseye şımarmadığı kadar bana şımarır.”

Vatan

Toplum Haberleri